Kaybolduğun zaman seninle konuşmak için dünyadaki her şeyimi verebilirdim. | Open Subtitles | عندما أختفيتٍ، كنت لقمتُ بعمل أي شئ لكي أتحدث معكِ |
O'nunla konuşmak için bile yeteri kadar iyi değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لستُ جيداً بما فيه الكفاية لكي أتحدث حتى إليها، أليس كذلك؟ |
Yani demek istediğim D.C'den o kadar yolu sadece seninle olanları konuşmak için geldim. | Open Subtitles | فأنا قد قطعت كل الطريق من العاصمة بسيارتي فقط لكي أتحدث معك. |
Dieter zevkli birisiymiş. Onunla konuşmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ديتير لديه ذوق رفيع لا أستطيع الانتظار لكي أتحدث معه |
Ailen seninle konuşmam için tonla para ödedi. | Open Subtitles | والداك دفعوا لي مالاً كثيراً لكي أتحدث إليك |
- Ama bunu konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لكن لمْ آتي لكي أتحدث عن هذا الأمر. |
- Annenizle konuşmak için buradayım. - Ne hakkında? | Open Subtitles | أنا هنا لكي أتحدث الى والدتكم بشأن ماذا ؟ |
Orada onlarla çocuk aşıları üzerine konuşmak için giderim ve onlar konuyu hep aynı yere getirirler ''Ya benim olacağım aşı?'' | TED | سوف أكون هناك لكي أتحدث معهم عن لقاحات الطفولة، وسوف يديرون دفة الحوار إلى "ولكن ماذا عن الحقنة التي أخذتها؟" |
O kadar yolu, bu şekilde konuşmak için gelmedim. | Open Subtitles | لم آتي كل هذه المسافة لكي أتحدث إلى جهاز اتصال هيا! |
Sizden, kızınızla konuşmak için izin istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بإذنك لكي أتحدث مع ابنتك |
Lily ile konuşmak için Tarih kulübü gecesine gitmem gerekiyor | Open Subtitles | يجب أن أذهب لتلك الحفلة (لكي أتحدث مع (ليل |
İngilizceyi... sizinle konuşmak için öğrenirim. | Open Subtitles | أنا أتعلم الإنجليزية لكي أتحدث معكم - (أليس ذلك رائعاً يا (أليس - |
Söylediğin şey, benimle konuşmayı yapmadığın için üzgün olduğun bu da ufaklıkla konuşmak için bende de bu araçların olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | ما تقوله هو إنك ندمت على عدم التحدث إلي قط ما يعني أنه لم يكن لدي ما أحتاج إليه لكي أتحدث مع (جونيور) |
Topher'la konuşmak için 10 saniyeliğine çekilmiştim. | Open Subtitles | عندما ابتعدت بمسافة 10 ثواني لكي أتحدث مع (توفر) |
Chase'le konuşmak için. | Open Subtitles | (لكي أتحدث إلى(تشيس |
İstediğim tek şey, şüpheli ile konuşmam için bana bir fırsat vermeniz. | Open Subtitles | كل ما أريده هو فرصة لكي أتحدث مع المشتبه به |
Buraya Speed hakkında konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | أنا لم أءت لكي أتحدث بخصوص "سبيد". |