Bu kendini kanıtlamak için bir şans, bu şanstan yararlanmalısın. | Open Subtitles | هذه فرصتك لكي تثبت نفسك وعليك أن تستحوذ عليها |
Sırf yalan söylemediğini kanıtlamak için, bir kocanın eşini yemek pişirmeye zorlaması çok üzücü bir durumdur. | Open Subtitles | انه يوم حزين عندما يجبر الرجل زوجته ان تخبز له فقط لكي تثبت انها ليست كاذبة |
Bu kendini kanıtlamak için bir şans, bu şanstan yararlanmalısın. | Open Subtitles | هذه فرصتك لكي تثبت نفسك وعليك أن تستحوذ عليها |
Ben de sana, eski hatalarını geride bıraktığını kanıtlaman için bu süre zarfını veriyorum. | Open Subtitles | لذا سأمنحك نفس المدة لكي تثبت فيها أنك تخطيت تجاوزات الماضي |
Bu neye kadir olduğunu kanıtlaman için şans. | Open Subtitles | انها فرصة لكي تثبت ماهي مقدرتك. |
Becerebildiğini kanıtlamak için. | Open Subtitles | ! لماذا ؟ لكي تثبت أن بإمكانك فعل ذلك |
dostum hollynin bir yılan olduğunu kanıtlamak için bu kadar çok çalışıyorsun? | Open Subtitles | ياصاح , لماذا تعمل بهذا الجهد لكي تثبت بأن (هولي) قد تسللت إليك ؟ |
Bu, ne kadar akıllı olduğunu kanıtlamak için oynadığın bir çeşit oyun mu Leo? | Open Subtitles | هل هذا عبارة عن لعبة ما؟ أنت تلعب لكي تثبت كيف بأنك ذكياً ، (ليو)؟ |