Eskisi gibi bir güçsüz olsam, belki Sana gerçeği söyleyebilirdim. | Open Subtitles | لو مازلت الجبان الذي في الماضي، لكنت قلت لك الحقيقة |
Biliyorsun Sana gerçeği söyledim, Onun hakkında çok emin değilim. | Open Subtitles | أتعلم, لاقول لك الحقيقة لست متأكد من هذا حتى الان |
Çocukların özel okula girdikten, iyi yaşamaya alıştıktan sonra, Sana gerçeği anlatırlar. | Open Subtitles | بعد بضع سنوات وأطفالك في المدارس الخاصة بعد أن تعتاد رغد العيش يقولون لك الحقيقة |
Sana doğruyu söylemem gerekirse, orası, sadece bir çeşit, nasıl dersin... | Open Subtitles | حسناً ، لكى أقول لك الحقيقة ، إنها نوع من الشئ المختلط |
Sana doğruyu söyleyeceğim. Hepsi ninemin suçu. Nanny Barone'un. | Open Subtitles | سأقول لك الحقيقة هذا كله غطلة جدتي بارون |
O zaman Size doğruyu söylediğimi biliyorsunuz. | Open Subtitles | لكي تأخذ العميل الصيني و من معه إذا أنت تعلم أنني أقول لك الحقيقة |
- Size gerçeği anlattım. - O halde montu giy. | Open Subtitles | لقد قلت لك الحقيقة اذن,ارتدى المعطف الآن |
Sana gerçeği söyleyeceğim. Karnavallardan hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | سأقول لك الحقيقة لم أحب الكرنفالات إطلاقا |
Seni keseceğim, dostum. Sana gerçeği söyleyeceğim. Karnavallardan hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | سأقول لك الحقيقة لم احب الكرنفالات إطلاقاً |
Sana gerçeği söyleyeceğim çünkü gerçeği duyman gerek. | Open Subtitles | أنا سأقول لك الحقيقة لأنك بحاجة للصراحة. |
Sana gerçeği, Oğlum anlatmaya korkuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت خائف أن أقول لك الحقيقة, يا بني. |
Sana gerçeği söyledim. Bu adadan asla canlı çıkamayacaksın. | Open Subtitles | قلت لك الحقيقة لن تغادر هذه الجزيرة حيّاً |
Daha fazla isteseydim Sana gerçeği söylerdim. | Open Subtitles | أود أن أقول لك الحقيقة إذا أردت أكثر من ذلك |
Sana gerçeği söyleyeyim. Babam için yalan söylemedik. | Open Subtitles | دعني أقول لك الحقيقة المرة نحن لم نكذب من أجل أبي |
Sana doğruyu söylüyorum, neler olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | . أنا أقول لك الحقيقة ، لا أعرف ما الذي يحدث |
Eğer Sana doğruyu söyleseydik tıbbi kanıt olmadan çözdüğün vakadan dolayı Tanrı olduğunu sanacaktın. | Open Subtitles | أفضل مما كنا لو قلنا لك الحقيقة أنك عالجت حالة دون أي دليل طبي فكنت لتظن أنك إله |
Eğer Sana doğruyu söyleseydik tıbbi kanıt olmadan çözdüğün vakadan dolayı Tanrı olduğunu sanacaktın. | Open Subtitles | أفضل مما كنا لو قلنا لك الحقيقة أنك عالجت حالة دون أي دليل طبي فكنت لتظن أنك إله |
Sana doğruyu söylemesem sana yardım etmiş olmam. | Open Subtitles | أنصتي ، لن أكون ذات عون لك إن لم أقل لك الحقيقة |
Bunun için benden özür bekleme yada Sana doğruyu söylemediğim için beni cezalandırma. | Open Subtitles | ولا تطلب مني أن أعتذر لك ولا تعاقبني عندما أقول لك الحقيقة |
Yaptığın şey hakkında kendini daha iyi hissettirmeyi deneyebilirsin ama sana... doğruyu söyledim. | Open Subtitles | تستطيعين محاولة جعل نفسك تشعرين بتحسن بما تفعلينه لكنني قلت لك الحقيقة |
Senatör Sanchez Size doğruyu söyledi, çünkü önemsiyordu çünkü hepimizin daha iyi olabileceğine inanıyordu. | Open Subtitles | بل إنها أغبى كلمة نطق بها سياسي على الإطلاق كان السيناتور شانسيز يقول لك الحقيقة المرة لأنه يهتم لأنه يؤمن أن بإمكاننا تقديم الأفضل |
Kızınızı ben öldürmedim lâkin başka biri yaptı. Size gerçeği söyleyecek. | Open Subtitles | وسوف يقول لك الحقيقة = لن استمع الى اي شيء = |
Bırak doğruyu söyleyeyim Ricky. | Open Subtitles | (دعني أقدم لك الحقيقة (ريكي أنتم الأولاد تأتون إلى هنا وتتحدثون عن |