"لك فرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • fırsat
        
    • şansı
        
    Dış faktörler, size sadece bir fırsat sunabilir. TED العوامل الخارجية يمكنها أن تقدم لك فرصة فقط.
    Sen de onun gibi yaşasaydın, hayatın boyunca sefalet çekseydin, belki senin de böyle bir fırsat önüne çıksaydı, hata yapabilirdin. Open Subtitles اذا كنت عشت مثلما عاش هو طول حياته, على فتات الخبز والعظم ربما كنت فعلت شيئا فظيعا اذا سنحت لك فرصة لتكسب ثروة
    - Eğer fırsat verirseniz sizinle bir ara bu konuda konuşmak isterim. Open Subtitles كلا بتاتاً حسنا، أود أن أتكلم معك حول هذا في إحدى المرات إذا ما أتيحت لك فرصة
    ...senin hiç fırsat bulamadığın bir şeyi ona yaptırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles تحاول أن تقترب , عن طريق القيام بالشئ الوحيد الذي لم تسنح لك فرصة القيام به
    Daha uzun yaşama şansı verdiği için yaşam destek ünitesine bağlanmak ister miydiniz? TED هل تود أن تعيش على الأجهزة إذا توفرت لك فرصة حياة أطول؟
    Her zaman istediğin ama fırsat bulamadığın bir şeyi yapacağız. Open Subtitles سنفعل لك شيءً اردت دائماً أن تفعله لكن لم يكن لك فرصة لعمله
    fırsat bulursan duş sistemine bakabilir misin? Open Subtitles مرحبا ,إيلاى متى سوف يكون لك فرصة حتى تتفقد نظام الاستحمام ؟
    Sürüden ayrılmanı sağlayacak bir fırsat sunmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول أن اقدم لك فرصة لتجعل نفسك متميزاً
    Tahtı hak eden veliaht olduğunuzu babanıza göstermeniz için bir fırsat sundum sadece. Open Subtitles أنا أقدم لك فرصة فحسب لتثبت لوالدك أنك الوريث الأكثر استحقاقًا
    Ama sana, bildiklerini anlatman için bir fırsat sunuyorum. Open Subtitles ولكني أردت أن تعطي لك فرصة ليقول لي ماذا تعرف وكيف؟
    Size büyük bir fırsat olur. Open Subtitles من شأنه أن يوفر لك فرصة عظيمة.
    Eğer bir fırsat doğarsa, gerisini unutun. Open Subtitles إذا حانت لك فرصة للتسجيل إنسئ أى شئ اخر
    Fakat her bir sınama ile bir fırsat da yakalayacaksın Open Subtitles لك فرصة به أيضاً .. فرصة لكي تسامح
    Bu mesajı alınca fırsat bulursan beni ara. Open Subtitles فقط عاود الاتصال بى عندما تتاح لك فرصة
    Bugün, size hayatınızda sadece bir defa karşılaşacağınız bir fırsat sunacağım tüm zamanların en büyük hazinesine yatırım yapma şansı. Open Subtitles "اليوم، سأعرض لك فرصة واحدة في العمر" "للإستثمار في ما قد يكون فقط مطاردة أعظم كنز في كُلّ العصور"
    Size bir fırsat eli uzandı ve siz de doğru olanı yaparak o eli tuttunuz. Open Subtitles سلمت لك فرصة وقبلتها لذا بشكل صحيح
    fırsat bulduğunda ara beni. Open Subtitles عـاود الإتـصال بي إنْ سنحت لك فرصة
    Burada bulunma nedenim, sana yatırım yapman için bir fırsat sunacak olmam. Open Subtitles أنا هنا لأقدم لك فرصة للإستثمار
    İlk şansı kaybettiniz, ikinci bir şans olmayabilir. Open Subtitles الآن و قد فقدت الفرصة الأولى فقد لا تتاح لك فرصة ثانية
    Golf sopalarınla Japonya'ya gitme şansı kaç kere gelir? Open Subtitles لكن كم مرة ستسنح لك فرصة الذهاب الى اليابان مع عِدَّة الغولف
    Bu sana sessizce yaklaşıp kafasının arkasına vurma şansı verdi. Open Subtitles مما يتيح لك فرصة التسلل من خلفه ، لكمة له في الجزء الخلفي من الرأس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more