böylece tüm engelleri aşacaksın... tüm problemlerin kaybolacak, zafer senin olacak... sadece senin. | Open Subtitles | وبعد ذلك ستتخطي كل الصعاب كُلّ مشاكلكَ سَتَختفي، النصر سَيَكُونُ لك... فقط لك. |
Ama onun hepimizin sırrını saklayacağına inanıyorsun, bu sadece senin sırrın değil. | Open Subtitles | ولكن كنت أثق به مع السرية هذا هو كل شيء لنا، وليس لك فقط. |
Yarınki görev sadece senin için değil uchiha klanı içinde önemli | Open Subtitles | مهمة الغد ليست مهمة لك فقط بل للعشيرة أيضاً |
Bu hayatta olanlar sadece sana olmuyor. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف من الإعتقاد أن مايحدث بالحياة هو لك فقط |
Tek şartı var, sadece sana yanıt verecekmiş, kendi deyimiyle diğer "ukalalara" değil. | Open Subtitles | شرطه الوحيد هو الإستجابة لك فقط ولا "لأحمقٍ" آخر، |
Tamam, dinle, bunu diğer çocukların önünde söylemek istemedim ama senin için özel bir pozisyonum var. | Open Subtitles | حسنا أنا لم أريد أن أقول هذا أمام الأطفال الآخرين لكنّي وضعت ترتيباً خاصاً لك فقط |
sana sadece dövüş ilmimi aktarmadım hayatın kendisini de aktardım. | Open Subtitles | لم أمرر لك فقط معرفتي في القتال بالإضافة إلى الحياة |
Sorun şu ki, sadece senin onu isteyip istemediğinde kararsız. | Open Subtitles | هذه هي المشكله انها تظهر لك فقط ما تريدك أن تعرفه انها سريه للغايه |
Burası sadece senin için değil aynı zamanda kaybettiğin insanlar için. | Open Subtitles | و ليس لك فقط ولكن للشخص الذي فقدته أيضاً |
"..çünkü bu kapı sadece senin içindi.." | Open Subtitles | "ولا أحد غيرك يمكنه دخول هذا الباب، فهو باب كان مخصصًا لك فقط" |
Böylece yaptığın tüm fedakarlıklara teşekkür ediyoruz ve ailemizin tatil parasını sadece senin için harcamış olduk. | Open Subtitles | إذا لنشكرك على جميع تضحياتك... أنفقنا مدخرات الأجازة العائلية على شيء ما لك فقط |
Artık yüzümü görmek istemiyorsun ama ben sadece senin için yaşıyorum, Krishna. | Open Subtitles | ... لن تري وجهي بعد الآن ... ولكني أعيش لك فقط ، كريشنا |
sadece senin dünyanda bu kadar basit olabilir. | Open Subtitles | هذا بسيط بالنسبة لك فقط ..الوهم |
Bu da sadece senin İngilizce öğretmeni olabilmeni sağlayacak | Open Subtitles | التي تسمح لك فقط بتدريس الإنجليزية |
Bu sadece sana olmadı. Hepimize olabilirdi | Open Subtitles | هذا لم يحصل لك فقط , لقد عانينا جميعاً |
Sonuçta, gerçekten, sadece sana güzel değil. | Open Subtitles | .لذا حقاً ،أنها حزينة بالنسبة لك فقط |
sadece sana davranış şeklini beğenmedim. | Open Subtitles | أنا لا أحب طريقة معاملته لك فقط |
Ted, bunu söylemek istemezdim ama bourbon, sadece sana öyle gelmesini sağlıyor. | Open Subtitles | ( تيد ) .. أكره أن أخبرك لكن الـ " بيربين " يجعل ذلك يبدو جيداً لك فقط |
sadece sana söyleneni yap! | Open Subtitles | افعل ما يقال لك فقط |
Yine de, senin için yapabileceğim bir şey olursa, söylemen yeter. | Open Subtitles | ما زلت , أتعلم إذا كان هناك أى شئ يمكننى فعله لك فقط إعلمنى |
Önce benden nefret edebilirsin, ama inan bana sana sadece ayak bağı olur. | Open Subtitles | الآن , ربما قد تكرهني في البداية ولكن عليك أن تثق بي عندما أخبرك إنها ستكون مشغلة بال بالنسبة لك فقط |