Kullanışlı alet ve benzeri ürünleri incelerim. | TED | أقوم بعمل مراجعة للأدوات والأجهزة وأشياء أخرى |
Binlerce yıl önce insanlar demiri alet ve silah yapımında kullanmaya başladılar. | Open Subtitles | قبل آلاف الأعوام، بدأ يستخدم الإنسان هذا الحديد للأدوات والأسلحة. |
En azından aletleri gerçek isimleri ile bahsedebilirsin. | Open Subtitles | أقل ما يمكنك فعله هو الإشارة للأدوات بأسمائها الحقيقية. |
O zaman için gerekli olan, kemikleri toplayıp aletler yapmak, ve o aletleri kullanmaktı, yani maymunların, bir şekilde, sağa sola koşarken, yemek yerlerken ve birbirlerine kaktırırlarken, aletlerle birşeyler yapmalarıydı. | TED | في ذلك الوقت كان تجميع العظام وتحويلها لادوات مفيدة وكان استخدامها كأداة ، يعني ان القرود وهي تجري في الأنحاء وتأكل و تلهو عابثة اكتشفوا ان بإمكانهم صنع أشياء مختلفة بمجرد استخدامهم للأدوات |
Bazen birini bulmak için gerekli aletlere ihtiyacın olur. | Open Subtitles | للعثور على أحد، يحتاج المرء أحياناً للأدوات المناسبة |
"Sonunda, oh evet harika, büyük şirket, alet edevat ve döküm için parası olan birileriyle çalışacağım" diye düşündüm. | TED | فكرت "إخيرا، عظيم شركة كبيرة، سأعمل مع شخص لديه أموال للأدوات والقوالب"ـ |
Şehir merkezinde dandik küçük bir binadaydı. ama asansörle çıkarsınız, kapılar bir açılır -- işte böyle küçük, minik bir sihir dükkanı. Sihir dükkanındasınız. | TED | و لكنك و انت فى المصعد, يفتح لك الباب.. سيكون فى إنتظارك متجر الأدوات السحرية. و تصبح داخل متجرا للأدوات السحرية. |
Fakat onda bu iş için gereken alet yok. | Open Subtitles | لكنهم يفتقدون للأدوات المناسبة لهذه المهمة. |
Şehir dışındaki Strongville'de alet ve ölü bitkilerin gece bekçisiymiş. | Open Subtitles | كان يعمل كمشرف ليلي في متجر للأدوات في سترونك فالي و الذي هو في خارج المدينة |
Yani problem ortaya çıktı, ve bana bu ikilemi kurdular: İç mekanı bizim varolan teknolojimizle tasarlamalısın ve alet edevat ya da döküm için hiç para yok. | TED | فأصبحت المشكلة، وقد وضعوا هذه المعضلة لي عليك أن تصمم الداخل باستخدام تقنياتنا الحالية فقط ولا توجد ميزانية للأدوات أو القوالب |
alet kullanımları hem etkili, hem de kusursuz. | Open Subtitles | استخدامهم للأدوات فعالٌ ودقيق. |
Justine Evans, alet kullanmalarını görüntüleyebilmek için Gine ormanlarında onlarla birlikte bir ay geçirdi. | Open Subtitles | قضت "جوستن إيفانت" حوالي الشهر بصحبتهم في غابة غينيا لتصوير استخدامهم للأدوات. |
Bunu sadece aletleri için yapıyordu. | Open Subtitles | إنها تفعلها فقط للأدوات المنزلية |
Fakat emrime verilen aletleri nasıl kullandığımla ilgili sorunu olan varsa ki bunlar Holmes, Watson ya da kahve makinesi olabilir kapı orada. | Open Subtitles | لكن أي أحد لديه مشكلة في أسغتلالي للأدوات التي في متناول يدي سواءً (هلومز) و(واتسون) أو آلة القهوة |
O aletlere ihtiyacı varsa bana bir mesaj bıraksa yeterdi. | Open Subtitles | إن إحتاج للأدوات, لترك لى رسالة |
O hâlde aletlere ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لذا لن تحتاجـي للأدوات |
Babamın, orada küçük bir hırdavat dükkanı ve kereste deposu var. Biraz dağınıktır. | Open Subtitles | والدى يمتلك محلا صغيرا للأدوات المعدنيه متجر مجهز. |
Ve bana en yakın eczane ve Bahçe malzemeleri dükkanı nerede olduğunu Söyleyeceksin. | Open Subtitles | وتخبرني أقرب صيدلية ومخزن للأدوات الزراعية |