"للأسئلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorulara
        
    • Sorular için
        
    • soruların
        
    • soruları
        
    • soruya
        
    • Şimdi soru
        
    sorulara hazır ol ve çok fazla olmamasını umut et. Open Subtitles كن جاهزا للأسئلة وأمل أن لا يكون الكثير منها
    Öbür dünyaya giden ölü krala yardım etmek için cevaplar buldular sorduğu sorulara yol boyunca tehlikeleri saptırmak için hecelediler. Open Subtitles وذلك لإرشاده إلى الطريق المؤدى إلى الحياة الاخري لقد قدموا اجابات للأسئلة التى يمكن أن يسأل عنها
    diye soracaktın. Savaştayız! Saçma Sorular için hiç zaman yok! Open Subtitles نحن في حرب، يا رجل ليس هناك وقت للأسئلة الغبية
    Savaştayız, adamım! Saçma Sorular için hiç zaman yok! Open Subtitles نحن في حرب، يا رجل ليس هناك وقت للأسئلة الغبية
    Onun amacı soruların cevaplarını hesaplayan ciddi bir bilgi motoru olmaktır. TED هدفه هو أن يكون محرك بحث جدي يقوم بحساب إجابات للأسئلة.
    Evet, çok güzel. Geldiğiniz için teşekkürler. Hemen soruları almaya başlayalım. Open Subtitles حسنا رائع شكرا لكم جميعا على القدوم لنتجه مباشرة للأسئلة
    Ancak, pompa sadece hastaya sorduğumuz üç soruya da "evet" demesinin ardından aktif hale gelebilir. Open Subtitles لكن يبدأ تفعيله بعد ما يجاوب المريض بـ نعم للأسئلة الثلاث،
    Şimdi soru sorma zamanı değil. Open Subtitles -هيا، هذا يكفي ! هذا ليس وقت للأسئلة.
    Neden kızlar basit sorulara basit cevap vermiyorlar ki? Open Subtitles لماذا دوما البنات لا يعطين اجابات بسيطة للأسئلة البسيطة..
    Bu fikirler, yıllanmış sorulara verilebilecek olası cevapların bulunduğu, tamamen yeni bir alanın kapısını açmıştır. Open Subtitles فتحوا طيف جديد كامل من الإجابات الممكنة للأسئلة القديمة.
    Yakınlık kurmakla ilgili olan sorulara verdiğin reaksiyonlarını açıklayabilir misin? Open Subtitles أيمكنك أن تفسر ردة فعلك؟ للأسئلة المتعلقة بالتوظيف؟
    Bir kampanya meselesi olarak bunun hakkında yapacak çok fazla bir şey yok, ...ancak sorulacak sorulara karşı hazırlıklı olmalısınız. Open Subtitles حملت السنة الماضية وأجهضت حاليا لا يوجد شيء لنفعله بهذا كمشكلة للحملة, ولكن عليك الإستعداد للأسئلة
    Böyle gidiyor. Ve eğer bunlara inanacak olursanız, yani tüm yaşamın bir nevi hesaplama olduğuna inanıyorsanız, ki ben inanıyorum, büyük sorulara bir bilgisayar bilimcinin gözüyle bakabilirsiniz. TED ولو صدقت كل هذا, وكنت تعتقد أن الحياة هي عبارة عن حسابات كما أفعل, عندها ستنظر للأسئلة المهمة من وجهة نظر مبرمجي الكمبيوتر.
    Sorular için zaman yoktu Yapmam gerekeni yaptım. Open Subtitles لم يكن هناك وقت للأسئلة لذا فعلت مايجب علي فعله
    Ve Sorular için ayırdığım zamanın sonuna geldik. Open Subtitles وليس عندي وقت آخر للأسئلة الليلة
    - Hangini destekleyeceğim, ama... - Sorular için zamanımız yok. Open Subtitles ...الأمر الذي أدعمه، لكن - لا نملك وقتاً للأسئلة -
    Sorular için çok zamanımız yok. Open Subtitles ليس لدينا متسع من الوقت للكثير للأسئلة.
    Zamanımız yok! Sorular için de zaman yok. Open Subtitles ليس هناك وقت للأسئلة.
    Peder, neden gerçekten önemli olan soruların cevapları asla bulunamaz? Open Subtitles لماذا يا أبتاه لا يوجد إجابات أبداً للأسئلة التي تُهم بحق؟
    Annenler öldüğünden beri seni bırakmayan soruların cevaplarını alabilmen için bir şans bu. Open Subtitles هذه فرصة لكي تتمكني أخيراً من إيجاد أجوبة للأسئلة التي راودتك بعد وفاة والديك
    Ve bugün benimle konuşmadığı soruların cevaplarını almaya çalışacağım. Open Subtitles وأحاول الحصول على أجوبه للأسئلة التي لايريد أجابتي عليها
    Yargıç, Komiteye bir şeyi açıklamak istiyorum bir şekilde, sadece kısıtlı soruları sorabiliyoruz... kısıtlı mı? Open Subtitles حضرة القاضي, أود الإشارة للجنة أننا مقيدون بطريقةٍ ما .للأسئلة المسموحة لماذا مقيدون؟
    Aslında, soruları geçelim. Open Subtitles أتعلمون ماذا غير مسموح للأسئلة
    Şuanda TEDx Exeter'da olduğumuzdan, Exeter için, testimizdeki ilk birkaç soruya hızlıca bakabiliriz diye düşündüm. TED وذلك لأن هذا هو TEDxExeter اعتقدت أنه يمكننا القاء نظرة سريعة على الاختبار بالنسبة للأسئلة القليلة الأولى حول إكزتر.
    Şimdi soru sormanın sırası değil. Open Subtitles الوقت غير مناسب للأسئلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more