Yetkiyi kötüye kullanma seçimlere hile karıştırma ve seçmeni engelleme çabaları nedeniyle bu sonuca itiraz ediyorum. | Open Subtitles | صراحة،أنا مضطر للإعتراض بسبب هذا الدليل الدامغ سوء الإدارة الرسمى المتعمد رئيس المجلس لابد أن يذكر باقى الأعضاء |
Dikkatleri üstüme çektiği için bu konuda itiraz hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | أجل ، لكني لدي حق للإعتراض. لأنه قد يُثير الشكوك حولنا. |
Kafana ne eserse onu yapıyorsun çünkü kimse itiraz etmeye bile tenezzül etmiyor. | Open Subtitles | تفعل أيّما تُريد لأنّه لا يُوجد أحد يهتم بما يكفي للإعتراض عليه. |
Sen uçmuşsun. | Open Subtitles | لا للإعتراض |
Sen uçmuşsun. | Open Subtitles | لا للإعتراض |
Eisenhower, yolunu kesmek için F-18leri alarma geçiriyor. | Open Subtitles | مجموعة ايزونهوفر تسعى جاهدة للإعتراض سيدي |
Açıkçası, her iki tanımlama da itiraz edilebilir görünüyor. | Open Subtitles | في الواقع, كل الأوصاف تبدو مثيرة للإعتراض |
Bence bu itiraz edilebilir. | Open Subtitles | كما تعرفون، أعتقد أنه قابل للإعتراض |
Sanırım buna itiraz edilebilir. | Open Subtitles | كما تعرفون، أعتقد أنه قابل للإعتراض |
İtiraz etmek için çok güzel bir zaman bu. | Open Subtitles | سيكون وقتاً مناسباً للإعتراض |
ABD, yolunu kesmek için bir destroyer gönderdi. | Open Subtitles | أرسلت الولايات المتحدة مدمرّه للإعتراض. |