Bu Cabal'ın hala etkin olduğuna inanmak için nedenlerim var ve ne kadar büyük bir tehdit oluşturduklarını bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لدى من الأسباب للإعتقاد أن هذه الطائفة لازالت موجودة وأريد تحديد كم التهديد الذى يُمثلونه |
Yaşamın kendi küremizin dışında da var olduğuna inanmak için tüm kanıtlar ortada. | Open Subtitles | مع كل ما يدعو للإعتقاد أن الحياة واستمرارها... تزدهر خارج مجال الأرض؟ |
Ayrıca Paul Spector'ın, Rose Stagg'i kaçırmadan ve kanunsuz alıkoymaktan sorumlu olduğuna inanmak için ortada çok iyi bir neden de var. | Open Subtitles | لديّنا سبب يدفعنا للإعتقاد أن (بول سبيكتور) مسؤول عن إختطاف وإحتجاز (روز ستاغ) |
İnanıyoruz ki kız arkadaşın bir terörist grubu olan Sleeper Cell için çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا سبب للإعتقاد أن صديقتك تعمل لصالح خلية إرهابية نائمة |
Ama geminizde Amerikalı bir denizcinin öldürüldüğüne inanıyoruz. | Open Subtitles | لكن لدينا سبب للإعتقاد أن بحاراً أمريكياً قُتل على متن السفينة. |
Teal'c, oğlunun ve eşinin bu olduğunda ... evde olduğuna inanmamız için bir sebep yok. | Open Subtitles | تيلك ، لا سبب للإعتقاد أن زوجتك وولدك كانا في المنزل عندما حدث ذلك |
- Doktor Takada'nın araştırmasının, ölümüyle bir ilgisi olduğuna inanmamız için bir sebep yok. | Open Subtitles | "لا يوجد أيّ سبب يدفعنا للإعتقاد أن أبحاث الد. (تاكادا) لها علاقة بموته." |
Ve kurbanın cesedinin gece geç saatte taşındığına inanıyoruz. | Open Subtitles | ولدينا سبب للإعتقاد أن جثة الضحية تم نقلها بوقت متأخر مساءًا |
Marie, Patrick'in kafedeki budalayı ve Tony'i öldürüp şu anki polis şefimizi öldürmeye teşebbüs ettiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | (ماري)، لدينا سبب للإعتقاد أن (باتريك) قد قتل الحقير من المقهى... (طوني)، وحاول قتل رئيس الشرطة الحالي. |