| Ve mahkeme onu danışmana yollamış. | Open Subtitles | ثم أمرته المحكمة بالذهاب للاستشارة, ثم |
| Joe ve Sarah danışmana gidiyorlar, tüm aile... | Open Subtitles | , سارة) و (جو) يذهبان للاستشارة) . . العائلة كلها |
| Hatta bir danışmana bile giderim. | Open Subtitles | حتى أنني سأذهب للاستشارة. |
| Siz çıkıp çözene kadar, davada danışmanlık yapıyordu. | Open Subtitles | تم إستقدامه للاستشارة حول القضية قبل ظهورك وحلها |
| Jordan, Loretto polisi ile temas kur ve bize Kaylee Robinson vakası için danışmanlık daveti al. | Open Subtitles | جوردان اتصلي بقسم شرطة لوريتو واحصلي لنا على دعوة للاستشارة في قضية كايلي روبينسون |
| danışmanlık mı yapıyorsun? | Open Subtitles | ذهبتى للاستشارة ؟ |
| - çözemezsiniz... - Sizi bir danışmanlık için çağırdım, | Open Subtitles | ولا تدعيني أحله - لقد دعوتك للاستشارة - |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 