"للاطمئنان على" - Translation from Arabic to Turkish

• kontrole
• e bakayım
• bakmak için
• kontrol etmeye
• i kontrol
• yi kontrol
• iyi mi diye
• bir kontrol
• kontrol etmek
• kontrol etmem
• kontrol edeceğim

Beni kontrole geldiğin için saol, ama tamamen gereksiz.
أنت كريمة جدا للاطمئنان على ، ولكن لا لزوم لها

- Ben gidip Naresh'e bakayım. Sen de burada kal. Burası güvenli.
سأذهب للاطمئنان على (ناريش)، أمّا أنتِ ابقي هُنا حيث المكان آمنا.

Geçen gece Josh'a bakmak için geldim.
ذلك، في وقت متأخر الليلة الماضية جئت للاطمئنان على جوش.

Dün sabah erken saatlerde ahırı kontrol etmeye gittim, birkaç akbaba görmüştüm.
صباح الأمس، ذهبت للاطمئنان على الماشية لقد رأيت بعض الصقور

Jane'i kontrol için 20 dakika önce gideceğimizi söylemiştin.
لقد قلت اننا ذاهبون للاطمئنان على جاين منذ 20 دقيقة

Izzie'yi kontrol etmeliyim.
(إيزي) يجب عليّ الذهاب للاطمئنان على (إيزي)

Büyük annem iyi mi diye merak edip geri geldim. Yıllar sonra ilk gelişimdi.
حسنٌ، عدت للاطمئنان على جدّتي، وقد كانت أوّل عودة لي منذ سنين.

İçeriden sesler gelince gidip bir kontrol edelim dedik.
جئنا فقط للاطمئنان على المكان سمعنا شخصاً بالداخل

Arkadaşımın evini kontrol etmek için döndüm.
التفت إلى الخلف للاطمئنان على منزل صديقي.

İzninizle, diğer hastaları kontrol etmem gerek.
الان,ارجو ان تعذرني انا يجب حقا الذهاب للاطمئنان على المرضى

Stevens-Johnson sendromuyla ilgili küçük bir konsültasyon alacağım sonra annemin penisini kontrol edeceğim.
لمتلازمة ستيفنز-جونسون، وبعدها سأعود مباشرة للاطمئنان على قضيب أمي.

Tekrar kontrole geldiğimde bu haldeydi.
عدت للاطمئنان على بلدها، وكانت مثل هذه.

Yarın seni kontrole geleceğim.
أنا سوف يعود للاطمئنان على لك غدا.

Ben gidip Jer'e bakayım.
سأذهب للاطمئنان على (جير).

Brady, Cam ile anneme bakmak için eve gidiyor.
برادي يجري إلى البيت للاطمئنان على كام. وأمي.

Sonra nette tekrar buluştuk ve... onun grubuna bakmak için kampüse geldim.
وعدنا إلى الاتصال ببعضنا على الإنترنت، و... آآ جئتُ إلى الحرم الجامعي للاطمئنان على فرقتها الموسيقية

Bundan 86 yıl sonra bir sosyal hizmetler çalışanı büyük torunum Hope'u kontrol etmeye geldi.
وبعد 86 عاما من ذلك عاملة اجتماعية اتت للاطمئنان " على حفيدة حفيدتي " هوب

Ben durumunu kontrol etmeye gelmiştim.
جئت للاطمئنان على تقدّم حالتك وحسب

Rita'ya Jane'i kontrol için eve gideceğimi söyledim şimdi o da benimle geliyor.
اخبرت " ريتا " اني سأذهب للمنزل للاطمئنان على " جاين" والآن هي تريد أن تأتي معي

Ben Müdür Andrews. Willie'yi kontrol için arıyorum.
-أنا المدير (أندروز)، أتصل للاطمئنان على (ويلي )

780 deneğin içinden, bir tanesi bile yerinden kalkıp kapıya gidip çığlık atan adam iyi mi diye bakmadı.
من بين 780 شخصاً أجريت عليهم التجربة لم يقم أي واحد منهم بفتح الباب والنظر إلى ماوراء الباب للاطمئنان على الشخص الذي يصرخ

Wes'i bir kontrol edeceğim. Fazla uzun sürüyor.
سأذهب للاطمئنان على (وِس)، لقد غاب جدًّا.

Herkesi kontrol etmek için kasabada dolaşıyoruz.
نحن ندور في البلدة للاطمئنان على الجميع.

Gidip hastamı kontrol etmem gerek.
علي الذهاب للاطمئنان على مريضي.

Ben gidip oğlumu kontrol edeceğim. Bu sürgülerin bu kadar iyi olmasından nefret ediyorum! Çok heyecanlıyım, kendimi ergen gibi hissediyorum.
سأذهب للاطمئنان على ابني. أكره إلى أي درجة هذه المزالج جيدة! أنا متحمس للغاية.