Glendale'de bir cinayet olmuş. Polisler bununla meşgul. başlamaya hazırız. | Open Subtitles | هناك جريمة قتل والشرطة في كل مكان نحن جاهزون للبدء |
Bir değişiklik yapıp dürüst bir karşılaşma yapmaya başlamaya ne dersin? | Open Subtitles | هل تود للبدء بالقتال المنصف والأمين للتغيير؟ |
Şimdi, buranın gerçekten başlamak için iyi bir yer olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | و الآن أعتقد حقاً بأن هذا المكان جيد للبدء في البحث |
Davasını çözmek de buna başlamak için iyi bir yol. | Open Subtitles | بالرغم من أني أظن حل قضيتها سيكون طريقة رائعة للبدء |
Bilim adamlarını yaptığı şey başlangıç olabileceğini düşündükleri bir hipoteze sahip olmak. | TED | وما يقوم به العلماء هو أن يكون لديهم فرضية يرونها مناسبة للبدء بها |
Fırsat ve macera dolu, taşı toprağı altın olan bir yerde... her şeye sıfırdan başlama şansı. | Open Subtitles | انها الفرصة للبدء ثانية فى ارض ذهبيه من الأثارة والمتعة |
Şimdi, beyler, sanırım başlamaya hazırız. Ben hazır değilim. | Open Subtitles | سادتي أعتقد أننا مستعدون للبدء أنا لست مستعدا |
Sağlık ekipleri yerlerindeler ve 72 saat içerisinde karantina bölgesindeki insanları kontrol edip serbest bırakma işlemine başlamaya hazırlar. | Open Subtitles | الفرق الطبية فى أماكنها وجاهزون للبدء فى حجز وإخراج الناس من الحجر بعد 72 ساعة |
Arınma töreni başlamaya hazır ve sen henüz... Peki! Gidip kendimi hazırlayayım. | Open Subtitles | مراسيم التطهير جاهزة للبدء حسنا ، سأذهب لأستعد |
Birkaç başlangıç testinden sonra başlamaya hazır olacağız. | Open Subtitles | بعض الاختبارات الاساسية وبعدها سنكون مستعدين للبدء |
Akşamları senin katkın olmadan çalışmaya alışmam gerekiyor ve hemen başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج لنمو متعوّد للعمل بدون مساهمتك في الأمسيات و أفضّل للبدء فورا |
Özellikle bugünün buna başlamak için iyi bir gün olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حسناً أتعلم فكرت اليوم من كل الأيام سيكون يوماً جيداً للبدء |
Bana inanman gerektiğini, ama baştan başlamak için artık çok geç olduğunu? | Open Subtitles | وكم كان ينبغي أن تُؤمن بي، ولم ينتهي الوقت للبدء من جديد؟ |
Dünyayı farklı bir biçimde görmeye başlarsak, dünyayı değiştirmeye başlamak için iyi bir yol olur. | TED | وإن بدأنا برؤية العالم على نحوٍ مختلف، ربما يكون ذلك سبيلًا جيدًا للبدء في تغيير العالم. |
Platon, kendisinden sonra gelen liderlere ve düşünürlere, bir başlangıç sundu. | TED | قدّم أفلاطون للقادة والمفكرين الذين جاؤوا من بعده مكانًا للبدء. |
Çok fazla önemli soru olduğu ortada, fakat bence şu şekilde güzel bir başlangıç yapılabilir: Bir çocuğun gelişen zihni ile gelişen bedeni arasındaki ilişkinin ne olduğunu düşünüyoruz? | TED | هناك من الواضح العديد من الأسئلة المهمة، ولكن أعتقدُ أن ما يأتي هو المكان الجيد للبدء: ما هي الصلة التي نعتقدُ أنها موجودة بين نمو عقل الطفل ونمو جسمه؟ |
Bu, dinozor çeşitlenmesi hipotezini sınamak için harika bir başlangıç noktası sağlıyor. | TED | وهذا يعطينا منصة انطلاق ممتازة للبدء في اختبار فرضيات تنويع الديناصورات. |
Dünya-dışı kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor. Fırsat ve macera dolu taşı toprağı altın olan bir yerde her şeye sıfırdan başlama şansı. | Open Subtitles | حياة جديدة تنتظرك فى المستعمرات العالمية للبدء من جديد فى الأرض الفرص الذهبية والمغامرة |
başlamamız, ürünü dizayn ve inşa etmemiz için önden 2 milyon dolar alıyoruz. | Open Subtitles | صحيح؟ لقد أخذنا 2 مليون دولار مقدماً للبدء بالعمل , للتصميم و البناء |
Bunu kabul edecek cesarete sahip olmak zorundayız Onunla baş etme şeklimizi değiştirmeye başlamalıyız | TED | ويجب أن تكون لدينا الشجاعة لنعترف بأنه للبدء في تغيير كيفية التعامل مع هذا الموضوع. |
Zor bir konuşmayı başlatmak için ne mükemmel bir zaman ne de mükemmel bir yer var. | TED | لا يوجد وقت مناسب تماماً، ولا يوجد مكان مناسب تماماً، للبدء بمحادثات معقدة. |
Dökümanları incelemeye başlayacağız, ve umut ediyoruz ki bir sonuca varacak. | Open Subtitles | نحن في طريقنا للبدء فى تعقب المستندات و نأمل أن تؤدي إلى طرف الخيط |
Yolu temizlemeye başlamam için hazır mısınız? | Open Subtitles | أنت رجال يستعدّون لي للبدء بتوضيح الطريق؟ أنا فقط أوجّه مرور. |
Yani bunu hazır olduğunu düşündüğümüz bir duruma getirmek için iç değerlendirmeyle, deneyle geçen yaklaşık on yıl. | TED | إذن عشر سنين تقريبًا من التقييم الداخلي والاختبار للوصول بالمشروع إلى مرحلة نعتقد فيها أنه جاهز للبدء فعليًا. |
Ne kadar sürerse. Bak, bana güvenmeye başlaman lazım. | Open Subtitles | كما يتطلبه الأمر انظر, ستضطر للبدء فى الوثوق بى |
O anda, belki de Almanya'da grevlere başlamanın zamanı gelmiştir diye düşündüm. | TED | وكان الأمر هناك تمامًا حيث شعرت ربما حان الوقت للبدء في الاضراب في ألمانيا. |
Daha çok dışarı çıkmaya başlamalısın, dostum. Bir kıza ihtiyacın var. | Open Subtitles | إنّك بحاجة للبدء في الخروج من البيت، أنت تحتاج فتاة. |
Öyle olmadığını anlarsan umarım, en baştan başlayacak gücü bulursun. | Open Subtitles | ..وإذا وجدتِ نفسكِ عكس ذلك أتمنّى بأن تكون لديكِ القوّة.. للبدء من جديد |
Artık yarışa başlayabiliriz. | Open Subtitles | ايها المشاهدون بعد هذا نحن مستعدّون للبدء |