Sadece birbirleri için değil, tüm insanlık için, adalet ve özgürlük için. | Open Subtitles | الحب, ليس فقط لبعضكم البعض بل للبشرية جمعاء من أجل العدالة والحرية |
Program ayrıca tüm insanlık için ucuz sağlık hizmeti çözümleri yaratmak için Kuzey'den ve Güney'den yenilikçileri bir araya getirmeye çalışıyor. | TED | وهي تحاول أيضا للجمع بين المبتكرين من الشمال والجنوب للمشاركة بخلق حلول رعاية صحية بأسعار معقولة للبشرية جمعاء. |
Bugün sizlere anlatacağım şey yepyeni bir girişimcilik fırsatı öyle bir fırsat ki tüm insanlık için oyun ve eğlence sektörünü değiştirecek. | Open Subtitles | أنا هنا اليوم لأُحدِثكم حول مشروع تجاري جديد و مثير التي مِن شأنها تغيير مِعيار وسائل الترفيه لألعاب الفيديو للبشرية جمعاء |
Biz, tüm insanlık için verilmiş sözüz. | Open Subtitles | نحن الوعد المرسل للبشرية جمعاء |
Ortada bizimkine eş değerde bir inanç yoktur çünkü barış ve ittifak, tüm insanlığa sunacağımız bir hediyedir. | Open Subtitles | فهملايؤمنونأنيمكن لأحد مجاراةهدفنا ... لأن السلام و التماسك هي المنحة التي نقدمها للبشرية جمعاء |
Sadece kendisi için de değil, tüm insanlık için. | Open Subtitles | ليس فقط لنفسه، ولكن للبشرية جمعاء. |
Depo 9'un başlarında, kimyager Paracelsus sadece Depo için değil, tüm insanlık için çok büyük bir tehditti. | Open Subtitles | في أوائل أيام المستودع 9... "بدأ الكيميائي (باراسيلسوس) يصبح تهديداً خطيراً." "ليس للمستودع فحسب بل للبشرية جمعاء." |
Buna minnettarım ama vaktinle insanlığa daha faydalı bir şeyler yapmanı öneririm. | Open Subtitles | حسنا، الصبي، ل نقدر أن... ... ولكن L'د بدلا تفعل شيئا مفيد للبشرية جمعاء... |
Bütün insanlığa Papa'nın da hata yapabileceğini gösterdim. | Open Subtitles | لقد كشفت للبشرية جمعاء |