| Onlar artık bankanın! Öğleden sonra anahtarları bankaya teslim ediyorum! | Open Subtitles | البنك يملكهم،كنت سأسلم لهم المفاتيح هذا المساء إنهم ملك للبنك |
| Yanımda o kadar para yok. Sabah bankaya giderim. | Open Subtitles | لا املك هذا المال معي سأذهب للبنك صباح الغد |
| bankaya gittikten sonra. Saat 11'e doğru iyi mi? | Open Subtitles | بعد ان اذهب للبنك حوالي العاشرة والنصف او الحادية عشرة |
| Parayı oradan alırsanız, bu teknik olarak banka soygunu olur. | Open Subtitles | وإذا قمت بأخذه تعتبر هذه من الناحية الفنية سرقة للبنك |
| "Yarın sabah bankaya gidip sana borcumu öderim" dedi. | Open Subtitles | يقول ان عليه الذهاب للبنك لكي يدفع لي في الغد |
| Önce sahne geri çekilecek, sonra da altını bankaya götürecekler. Ben onlarla gideceğim. | Open Subtitles | عندما تصل الحافلة ، سيأخذون الذهب للبنك سأذهب معه |
| Köpeklere mama parası çekmek için bankaya girdim derken şu iki Amerikalı herif beni yakaladı ve şöyle dedi: | Open Subtitles | ذهبت للبنك هذا الصباح لسحب مال لشراء طعام للكلاب وفجأة أتى هذان شخصان.. |
| Müşteriye kontratının bankaya gittiğini söyledim. | Open Subtitles | أننى أخبرت العميل أن أوراقه ذهبت للبنك نعم. |
| Diyorum ki, Shelly genellikle kontratları bankaya ben götürürüm ama dün gece götürmedim. | Open Subtitles | أقول أنه عادة ما آخذ العقود معى للبنك ولم أفعل هذا بالأمس |
| Senin bankaya adım attığın dakika ben oradan uzaklaştım. | Open Subtitles | فى اللحظة التى دخلت فيها للبنك ، خرجت أنا من هناك |
| Hadi Jimmy, bankaya gidelim. Yüce Tanrım. | Open Subtitles | هيا جيمي، دعنا نذهب للبنك الأن أوه، يا سيدي المسيح |
| Üçte birini alacağız, ancak para daha bankaya yatmadı. | Open Subtitles | نحن نأخذ الثلث و لكا الأموال لم تصل للبنك بعد |
| Yani, bankaya senin gibi bir dangalakla ilgilenmek için gideceğim. | Open Subtitles | إذن، آتي للبنك من أجل الحصول على قرض و أتعامل مع أحمق مثلك؟ |
| Haydi, hemen aşağı gidip, bu güzel şeyi bankaya yatıralım. | Open Subtitles | دعونا نتوجه للبنك حالاً و نودع تلك الجميلة |
| Bir yerde yanlış yaptık, ama! Sanırım bankaya doğru gitmiyoruz artık. | Open Subtitles | أظن أننا سلكنا طريقا خاطئا لا أظن أننا ما زلنا متجهين للبنك |
| Bu standart banka için başarılı. | TED | من الفقر وهذا كان نجاحًا للبنك البريطاني |
| Yeni banka binası inşaatı çok önemli bir proje ve bütün yetkiler de sizde, Bay Wynand. | Open Subtitles | المبنى الجديد للبنك الأمنى هو بمثابة تعهد شديد الأهميه وأنت تقبض على الأهتمام المسيطر، سيد ويناند |
| Saç teli değil bunlar, bankanın yanındaki çamaşırhanede ütületmeye götürecektim. | Open Subtitles | هذه ليست بشعر انها قمصان سآخذها ليتم كويها في المغسلة المجاورة للبنك |
| Bu araba Dünya Bankası'nın malı. Bu paralar İtalya'ya gidiyor. | Open Subtitles | هذه السيارة ملك للبنك الدولي الذي تذهب أمواله إلى إيطاليا |
| Buraya bankayı bile sokmuyorum, ki ev onların. | Open Subtitles | ل عدم السماح للبنك في هنا وأنها تملك المكان. |
| Neden bankadan parayı alıp, dörde paylaştırmıyoruz? | Open Subtitles | لم لانذهب للبنك ونأخذ المال ونقسمه بيننا ؟ |
| Yeni GUB Genel Merkezi projesinin de geçen ay iptal edildiğini biliyorum. | Open Subtitles | ـ أجل ، كما اعرف انه تم إلغاء مشروع المقر الجديد للبنك. |
| Bankadaki hisselerini kaybettin. | Open Subtitles | إنتظر للحظة يا أيها السمين . لقد خسرت أسهمك للبنك |
| Bankalara borçlanılan para miktarı her zaman piyasadaki para miktarını geçecektir. | Open Subtitles | حيث أن المال الذي يدين به الناس للبنك ,يتجاوز دائما كمية المال الموجودة في التداول |
| Dün, ilk öncelikleri bankaydı, bugün ise ellerindekini güvenli bir yere götürmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | و للبنك اليوم، حالة طوارئ أولية بعد هجوم أمس ، المال المتبقي حفظه |