"للتبضع" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışverişe
        
    • Alışveriş
        
    alışverişe gidip okulla ilgili malzemeler, elbiseler almalıyız. Open Subtitles يجب أن نذهب للتبضع من أجل المؤن و الملابس
    Her zaman oğullarımın beni arabalarıyla alışverişe götürdüğünü hayal etmişimdir. Open Subtitles لطالما حلمت بأن أبنائي يأخذونني بسياراتهم للتبضع
    Seni arabayla, istediğin kadar alışverişe götüreceğim. Hangisi? Open Subtitles أنا سآخذك بالسيارة للتبضع,كما تشائين ,أي واحده؟
    Çocuklar, Kaptan Sham'i eve götüreceğim. Burada kalın ve Puttaneska'sız bir yemek için Alışveriş yapın. Open Subtitles يا أطفال سوف أصطحب شام للبيت وأنتم إبقوا هنا للتبضع من أجل العشاء
    Gloria'yla Alışveriş yapmak için tam çıkıyordum ki salak patronum benden salak bir orkide almamı istedi. Open Subtitles انا سوف اخرج للتبضع مع جلوريا ومديري الغبي يريد مني ان اختار بعضا من السحالي الغبية
    Evet, biliyorum, Karen bir dahaki sefere Kiki'nin masaj yaptırması veya alışverişe çıkması gerektiğinde seni arayacağım, tamam mı? Open Subtitles ,نعم , وانا اعرف ذلك يا كارين وفي المرة القادمة عندما أحتاج أن تقضي كيكي اليوم في المساج أو للتبضع للأحذية فسأتصل بك..
    Konu para değil kızım. Eşim alışverişe gitmek istiyor Open Subtitles ليس أمر مال ولكن زوجتى أخذتها للتبضع الأسبوعى
    Kızlar alışverişe gittiğinde ben her şeyi açıklarım. Open Subtitles سوف اشرح كل شيء اثناء ذهاب البنات للتبضع
    Neden önce beni alışverişe götürüp sonra ayrılıyorsun? Open Subtitles يا إلهي, أنت ستنفصلين عني لماذا قد تأخذيني للتبضع
    alışverişe gideceğini bilmiyordum. Yardımcı olabilirdim. Open Subtitles لم أكن أعلم أنكِ ستذهبي للتبضع كنت سآتي لمُساعدتك
    Şanslısın ki ben bir kumarbazım, Reid. Flight'ı alışverişe gönder. Open Subtitles (من حسن حظك أنا رجلُ مُقامر، (ريّد أرسل (فلايت) للتبضع
    alışverişe gelmedin. Benimle takılmaya geldin. Open Subtitles لم تأتي للتبضع بل لقضاء الوقت معي.
    Kore mahallesine alışverişe gidiyorduk. Open Subtitles كنا ذاهبين إلى "كوريا تاون", للتبضع
    Bugün alışverişe çıktım da. Open Subtitles ذهبت للتبضع اليوم
    Sonra da alışverişe gidersin. Open Subtitles ثم بإمكانكِ الذهاب للتبضع
    Son zamanlarda pek alışverişe çıkamadım. Open Subtitles لم يسعفني الوقت للتبضع
    Bizden Alışveriş yaptığınız için teşekkür ederiz Bayan Scavo. Open Subtitles شكرا لك للتبضع عندنا أيتها السيدة شكافو
    Alışveriş için üzgünüm. Open Subtitles آسفة بسبب عدم ذهابكم للتبضع
    Sharona, buraya Alışveriş için gelmedik. Başlıca şüphelimiz için geldik. Open Subtitles (شارونا)، لم نأتِ للتبضع إنه المشتبه به الأساسي لدينا
    O halde Alışveriş yap. Open Subtitles إذاً، إذهب للتبضع
    Alışveriş için geldim hemen dönüyorum. Open Subtitles ‫أتيت فقط للتبضع وسأعود الآن‬

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more