Şehri terkettim, davayı bıraktım ve çocuğu evlatlık verirken de babasını belirtmedim. | Open Subtitles | غادرت المدينة, إنسحبت من القضية وعندما عرضت الطفل للتبنّي لم أُسمّي والداً |
Yani, muhtemelen evlatlık vereceğim. | Open Subtitles | إلا أنّي لستُ متأكدة ما ستكون عليه نتيجة مافعلت أعني, قد أعرضه للتبنّي. |
Ama ya annesi onu terk edip kendi çocukları olmadığını söylemeye bile tenezzül etmeyen ezik bir aile tarafından yetiştirilmesine göz yummuş ve evlatlık vermişse? | Open Subtitles | لكن ماذا لو تخلّت والدته عنه و عرضته للتبنّي و جعلته ينشأ بكنف عائلة فاشلة |
Demek ki beni de evlatlık verecekler. | Open Subtitles | حسنٌ, أعتقد أنّي مُتجهاً نحو منزل للتبنّي إذن |
Normalde şimdiye kadar evlatlık verilirdi ama bronşit gibi sağlık sorunları var. | Open Subtitles | في العادةِ، سيتم التّخلي عنها للتبنّي الآن، لكنّها حظتْ بمشاكلٍ طبّيّة مثل الالتهاب الشعبيّ. |
40'ların sonunda ola psikozlu, bekar profesör evlatlık için başvurdu. | Open Subtitles | - مُصاب بالُذهان" !"بأواخر العِقد الرابع. يبحث عن طفل للتبنّي |
Henry'yi evlatlık veren kadın oluyor kendisi. | Open Subtitles | المرأة التي تخلّتْ عنه للتبنّي. |
Bir ay kadar önce, evlatlık verdiğim çocuk, benden yardım istemek için kapıma kadar geldi. | Open Subtitles | منذُ شهرٍ ظهر فتىً عند عتبة بابي كنتُ قد تخلّيتُ عنه للتبنّي طالباً عوني... في أمرٍ ما. |
İkiz kızlar doğar ve evlatlık verilirler. | Open Subtitles | توأمتان تولدان وتُعرضان للتبنّي. |
Bebeği doğurdum ve evlatlık verdim. | Open Subtitles | أنجبت الجنين وتبرّعت به للتبنّي. |
evlatlık alıyorlar. | Open Subtitles | هم ينظرون للتبنّي. |
evlatlık verecektim. | Open Subtitles | كنتُ سأهبها للتبنّي |
evlatlık verdiğiniz. | Open Subtitles | و قمتِ بتعريضه للتبنّي ؟ |
Onu evlatlık verdim ve kaçtım. | Open Subtitles | لذا عرضته للتبنّي و هربت |
Mark, o bebeği evlatlık verecekmiş. | Open Subtitles | .. مارك ) إنها ) سأتخلى عن الطفل للتبنّي |
Bana her şeyi anlatmalısın, neden bizi evlatlık verdiğini niye bizi ayırdığını, niye Emma için geri döndüğünü ve benim için dönmediğini. | Open Subtitles | يجب أن تخبريني كل شيء، حسناً، لماذا وضعتينا للتبنّي لماذا فصلتينا عن بعض، لماذا عدتِ لـ(إيما) و ليس لي |
Oğlumu evlatlık vermiştim. | Open Subtitles | تخلّيت عن إبني للتبنّي |
Keşke ben de Kenny ve kardeşleri gibi güzel bir eve evlatlık gitsem. | Open Subtitles | أتمنى أن أذهب إلى منزل رائع للتبنّي (مثل عائلة (كيني |
- Bulabildiğim kadarıyla, aile bebeği evlatlık vermek istemiş. | Open Subtitles | -حسناً استطعتُ ... اكتشاف أنّ الوالدان وضعا الطّفل للتبنّي. |
- Seni hiç evlatlık vermediler mi? | Open Subtitles | -لم يتمّ وضعك للتبنّي مطلقاً |