| İşemeye gittiğinde ve neredeyse kendini silahını yemeye ikna ettiğinde mi? | Open Subtitles | عندما خرجت للتبوّل و أوشكت على قتل نفسك؟ |
| Ateşli sevgilin işemeye mi yoksa kahve almaya mı gitti? | Open Subtitles | هل ذهبت الجميلة للتبوّل أم لإحضار القهوة؟ |
| İşemek için kalktığımda bakarım. | Open Subtitles | أجل، سأفعل بعد قليل إذا ذهبت للتبوّل |
| Eklemlerimin ağrıması diş etimin çekilmesi ve 5 dakikada bir işemem gerekmesi haricinde pek bir harikayım. | Open Subtitles | بخلاف آلام المفاصل، وانكماش اللّثة، وذهابي للتبوّل كل 5 دقائق. |
| Spordan konuşuruz, arabalardan konuşuruz gecenin bir körü çişe kalkmaktan konuşuruz. | Open Subtitles | نتحدث عن الرياضة و السيارات، و الإستيقاظ بمنتصف الليل للتبوّل |
| Tuvalete gitmem gerek ve bu sefer, çiş için değil. | Open Subtitles | يتوجب علي الذهاب إلى المرحاض من جديد، وهذه المرة فليس للتبوّل. |
| Ben malımı biliyorum, çiş kavanozu alacağım. | Open Subtitles | أناعرفتما سأفعله, أنا سأشتري لك جرّة للتبوّل. |
| Sperm seviyemin düşük olduğunun farkında, oturarak işemeye başlasam iyi olacak. | Open Subtitles | - تسببت لي في نقص عدد الحيوانات المنوية، عليّ الجلوس للتبوّل - |
| Biraz daha söyleyin. Ben işemeye gidiyorum. | Open Subtitles | أنت، أحضِر المزيد للمكان (عليّ الذّهاب إلى الحمّام للتبوّل يا (كريغ |
| İşemeye. İzlemek ister misin? | Open Subtitles | للتبوّل, أتريد المشاهدة؟ |
| - ...sonrasında işemeye gidebiliriz. | Open Subtitles | -عندما نستطيع جميعاً الذهاب للتبوّل |
| İşemek için kalkarsan, tuvaletin kapısını kapattığına emin ol. | Open Subtitles | ... و إذا ذهبت للتبوّل . أحرص على إغلاق باب الحمّام |
| Arkadaşım bacağıma işemek durumunda kalmıştı. | Open Subtitles | صديقتي اضطرّت للتبوّل على قدميَّ. |
| Çalılıkların arasına işemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررتُ للتبوّل في تلكَ الشّجيرة. |
| İşemem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أذهب للتبوّل |
| İşemem gerekti. | Open Subtitles | إضطررتُ للتبوّل. |
| - Sadece, çok işemem gerekiyor da. | Open Subtitles | أنا فقط أحتاج للتبوّل بشده |
| çişe gitmem lazım! | Open Subtitles | أنا حقاً أريد الذهاب للتبوّل |
| - Tuvalete gidiyordum. - Hayır. | Open Subtitles | سأذهب للتبوّل يا عزيزي كلاّ، كلاّ، كلاّ |
| Kocamın eşyalarını parçalamadan ya da çişim gelmeden aşağı inmeyeceğim. | Open Subtitles | سأنزل عندما أنتهي من كسر حاجيات زوجي أو عندما أحتاج للتبوّل |
| Patrick kazanamayabilirsin ama Charlie'nin bahçesine işeyip ceza almaktan iyidir. | Open Subtitles | حسنا يا باتريك، قد لا تربح لكن على الأقل أفضل من الحصول على تذكرة للتبوّل على عشب تشارلي |