Hepinizin bildiği gibi buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً |
Bu akşam bu yüzden buradayız. Rüzgâr hakkında konuşmak için. | Open Subtitles | هذا ما نحن هنا لأجله اليوم ، للتحدث عن الرياح |
Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني |
Baban hakkında konuşmaya mı geldin? Bir gün, çocukların olduğunda anlayacaksın, Loretta. | Open Subtitles | جئت للتحدث عن والدك ؟ يوماَ ما حين يصبح لديك أطفال ستفهمين |
Priya bu konu hakkında konuşacak başka birini bulamadı mı? | Open Subtitles | ألم تستطع بريا إيجاد أيّ شخص آخر للتحدث عن التدخين؟ |
Bunun hakkında konuşmanın korkunç birşey olduğunu biliyorum ama Bay Gordon'un ölümünü gerçekten gördüyseniz bununla ilgili hatırladıklarınız önemli. | Open Subtitles | أنا أعلم أني مخزي للتحدث عن ذلك ولكن. أنه من المهم أن تتذكر... أنك رأيت فعلا سيد جوردن ميت. |
ve bizim burada yapmak için bulunduğumuz şey Puerto Rico veya geçmiş hakkında konuşmak değil | TED | ونحن لسنا هنا للتحدث عن بورتوريكو .. ولا عن الماضي .. |
Camilla ile birlikte diğer kuruluşlara bu araç hakkında konuşmak ve konuşma sürecinde yardımcı olmasını anlatmak için gittik, çünkü bazen gerçekten tuhaf konuşmalar oluyor. | TED | نذهب أنا وكاميلا الآن للمنظمات الأخرى للتحدث عن هذه الأداة وكيف بإمكانها أن تساعد في مناقشة والحديث عن مواضيع حساسة، |
Burada olmak, yolculuğum hakkında konuşmak, tekerlikli sandalyem hakkında konuşabilmek, ve onun bana getirdiği özgürlük hakkında konuşabilmek muhteşem. | TED | أنه لأمر رائع أن أكون هنا للتحدث عن رحلتي، للحديث عن الكرسي المتحرك والحرية التي إكتسبتها منه |
Mark hakkında konuşmaya geldiyseniz yıllar önce bildiklerimi anlattım. | Open Subtitles | اذا أنتم هنا للتحدث عن مارك سـأتحدث عن ما حصـل قبل سنين انتا لم تقل أنك تريد الزواج من زوجته |
Buraya Jonas Muller hakkında konuşmaya geldin, değil mi? | Open Subtitles | لقد جئت للتحدث عن جونس موللر .. أليس كذلك ؟ |
Neyse buraya kişisel bir şey hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | على كل حال لقد جئت الى هنا للتحدث عن عمل شخصي |
Vergi ödeme istekliliğinden konuşmak için tahminen yanlış ülkedeyim. | TED | انا من المحتمل في الدولة الخطأ للتحدث عن إرادة دفع الضرائب |
Kilise ve devlet işlerinin ayrılması için konuşacak en son insan belki de. | TED | شخص مستبعد للتحدث عن فكرة الفصل بين الكنيسة والدولة. |
Tanrı'nın müdahale ettiği hissini veren şeyler hakkında konuşmanın bazı yolları olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | أعلم أن هناك وسائل للتحدث عن هذا، والتي تبدو وكأنها تدخل من الله في الأشياء. |
Buraya kocamın basın tarafından uğradığı şantajla ilgili konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لم أحضر للتحدث عن زوجي الذي يرفض أن يتعرض للإبتزاز من قبل الصحافة |
Yakın zamanda göz attığım diğer öykülerde başka tehditlerden bahsetmek için, okyanuslarda risk altındaki türlerin başında gelen hayvanlara değindim. | TED | ولقد بحثت في قصص أخرى حديثة عن فصيلة الصواري . المعرضة للخطر في المحيط وكوسيلة للتحدث عن التهديدات الأخرى. |
Bu konuda konuşmaya can atıyordum zaten. Tek yaptığımız öpüşmekti. | Open Subtitles | حسناً، هذا عظيم، لقد كنت أتحرق شوقاً للتحدث عن هذا |
Yeni kitabınız hakkında konuşma fırsatımız da olur. | Open Subtitles | وسيتيح لنا الفرصة للتحدث عن كتابك الجديد، |
Bir durup bunun hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | -أيمكننا التوقف للحظة للتحدث عن هذا؟ |
Buraya Jamie'den bahsetmeye gelmedim. | Open Subtitles | انا لست هنا للتحدث عن جيمي |
Buraya dava ile ilgili konuşmak için mi gelmiştin? | Open Subtitles | للتحدث عن شيء متعلق بالقضية ؟ أجل لقد جئت لصور موقع القنابل |
Seni kötü bir durumu tartışmak için çağırdım... increase hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | لقد استدعيتك هنا للتحدث عن امر خطير يجب علينا ان نتحدث عن الموقر |