Ve Batı sanatındaki büyük trajediler hakkında Onlarla konuşmaya gittim. | TED | و ذهبت للتحدث معهم بخصوص احدى تراجيديات الفن الغربي الرائعة |
Tek ayağımın üstüne çıkacağım ve söyleyeceğim gelecek sefer bir şeyi es geçmek istediğimizde, sen hasta olacaksın ve ben Onlarla konuşmaya gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب الي الخارج و أقول في المرة القادمه التي نريد أن نتغيب عن شئ , ستكونِ مريضه و أنا سأذهب للتحدث معهم لا |
Onlarla konuşmaya zaman ayırıyorsun. | Open Subtitles | كنت تأخذ من الوقت للتحدث معهم. |
O zaman şöyle derdi: "Gloria, sen gidip konuş onlarla. | Open Subtitles | حينها، كانت تقول، "غلوريا"، إذهبي للتحدث معهم |
Bree, sen konuş. Onlarla bağ kurabilirsin. | Open Subtitles | بري)، اذهبي أنتِ للتحدث معهم) يمكنكِ التعلّق بهم |
Hayır, ama Addison olmadan onlarla konuşmamız için bir bahane lazımdı. | Open Subtitles | لكنه سوف يُعطينا العذر للتحدث معهم بدون أديسون |
Senden ayrılınca Onlarla konuşmaya gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث معهم بعد انتهائي من هنا |
Onlarla konuşmaya gelmedik. | Open Subtitles | لم نأتي إلى هنا للتحدث معهم |
Onlarla konuşmaya gitme. | Open Subtitles | أصمت! , لا تذهب للتحدث معهم |
- Adamın işte. Git konuş onlarla. - Öyle deme... | Open Subtitles | -انهم قومك يا رجل ، اذهب للتحدث معهم |
Yine de onlarla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | مازلنا بحاجة للتحدث معهم رغم ذلك |