Benimle konuşmaya istekliydi çünkü diğer mağdurlardan, BM'den, onun karışık kültürünü anlayan bir kadının geldiğini duymuştu. | TED | كانت على استعداد للتحدث معي لأنها سمعت من ضحايا أخريات أن هناك امرأة من الأمم المتحدة تفهم ثقافتها المعقدة. |
Sana yöneltilen suçlamalar hakkında Benimle konuşmaya gönüllü müsün? | Open Subtitles | هل أنت مُستعد للتحدث معي حول الاتهامات الموجهه ضدك ؟ |
Benimle konuşmaya hazır olduğunda inzibata haber verirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تعلم الشرطة العسكرية عندما تكون مستعداً للتحدث معي. |
Şunu bilmeni istiyorum ne zaman Benimle konuşmak istersen ben buradayım. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعلم أنك حينما تحتاج للتحدث معي فأنا هنا |
Benimle konuşmak üzere iyi görünümlü birkaç FBI ajanı yolla. | Open Subtitles | لماذا لا ترسلون الفيدراليين الوسيمين للتحدث معي ؟ |
Benimle konuşmak için zaman ayırdığına minnettarım. | Open Subtitles | أنك ستعطين من وقتك للتحدث معي أعلم أن ما تمرّين به |
Lütfen makosen ayakkabılı bir adamın Benimle konuşman için sana para vermediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أن شابًا يرتدي حذاءً غاليًا جدا لم يدفع لك كي تأتي للتحدث معي. |
Sakın benimle konuşma. - Benimle konuşmaya hakkın yok. | Open Subtitles | لا، لا تتحدث معي، ليس لديك الحق للتحدث معي. |
FBI Benimle konuşmaya geldi, biliyorsundur. | Open Subtitles | تعرفين، الـ إف بي آي جاءت إلى ... .. للتحدث معي |
O kadar gerçekti ki, gerçekten Gil'in Benimle konuşmaya geldiğini zannettim. | Open Subtitles | بدا الأمر حقيقياً جداً، لقد اعتقدت بأن (جيل) جاء للتحدث معي |
Konuşur musun? Sanırım henüz Benimle konuşmaya hazır değil. | Open Subtitles | لا اظنه مستعدا للتحدث معي |
Benimle konuşmaya can attığını biliyorum. İşte şimdi şansın var. | Open Subtitles | حسناً كنت تتوقين للتحدث معي |
Benimle konuşmaya iznin yok. | Open Subtitles | انتي غير مسموحه للتحدث معي |
Benimle konuşmak onun için O kadarda zor olmamalı. | Open Subtitles | لن يكون صعبا عليه أن يجد طريقة للتحدث معي |
Doğru düzgün okuduğunda, Benimle konuşmak isteyeceksin. | Open Subtitles | ستأتي للتحدث معي ما إن تنتهي من قراءة هذا الملف بتمعّن |
Benimle konuşmak için bir bahane arıyorsun çünkü son defa konuştuğumuzda bana çıkma teklif etmiştin ve ben de hayır demiştim. | Open Subtitles | أنت تبحث عن أعذار للتحدث معي لأننا في آخر مرة تحدثنا معاً طلبت الخروج معي ورفضت |
Dün Benimle konuşmak için polisler geldi. | Open Subtitles | لقد حضروا للتحدث معي ظهراً بالأمس ، تلك الشرطة |
Benimle konuşman gerek. | Open Subtitles | أنتِ بحاجة للتحدث معي |