tatlı bir şeyler istiyorum. tatlı olarak ne var anne? | Open Subtitles | أنا أريد شيئا حلوا الآن ماذا لدينا للتحلية يا أمي؟ |
Balıktan sonra tatlı olarak bugünün spesiyalini dener misiniz? | Open Subtitles | بعد السمك هل تريدون للتحلية طبق اليوم الخاص ؟ |
Ağzım sulandı. tatlı olarak sufle almak isterseniz şimdiden sipariş etmeniz iyi olur. | Open Subtitles | إذا أردت حلوى السوفليه للتحلية سيكون من الجيد أن تطلبه الآن |
En sevdiğin tatlıdan. tatlıya ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك الوقت للتحلية, لدي لص مختفي |
Sağ ol, ama tatlıya da yer ayırmam lazım. | Open Subtitles | شكرا , لكن يجب ابقي مكانا للتحلية |
Ve gör bakalım tatlı olarak kimi yedim? Aseksüel eski belediye başkanı, Ed Koch. | Open Subtitles | و انظر مَن كان عندي للتحلية رئيس البلدية السابق إد كرش |
Ya, evet, bu yüzden ben onun kolunu ve kızın kalbini de tatlı olsun diye yedim, çünkü ben öyle bi adamım dimi. | Open Subtitles | و لذلك أكلت له ذراعه و قلب أحدهم للتحلية لأن ذلك من صفاتي |
tatlı için otobüs durağının yanındaki şu şirin yoğurt dükkanına gidebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت للتحلية أن نذهب إلى متجر الزبادي الرائع بالقرب من محطة الحافلات |
tatlı için otobüs durağının yanındaki şu şirin yoğurt dükkanına gidebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت للتحلية أن نذهب إلى متجر الزبادي الرائع بالقرب من محطة الحافلات |
tatlı olarak dondurma almak için oraya uğramıştı sadece, değil mi? | Open Subtitles | لقد كان في طريقه لاخذ بعض البوظة للتحلية |
- Tavuk? Tavuk ve meyve uyumludur. tatlı niyetine yiyebilirsin bunu. | Open Subtitles | دجاج وفاكهة مع بعض يمكنك أكل هذا للتحلية |
tatlı olarak da ghevar ve sohan halwa var. | Open Subtitles | و للتحلية من مخفوق الحليب وحلوى الدقيق وماء الورد |
Balthazar da yemek yeriz ve tatlı olarak da pastise ne dersin? | Open Subtitles | انا افكر بالسازار للعشاء وايضا عصير باستيس للتحلية |
Yo, onu tatlı olarak yerim. Bir de ne olduğunu anlamadığım şu şey. | Open Subtitles | هذه ستكون جيدة للتحلية و هذا لا فكرة لدي ما هو. |
Daha bitmedi. tatlı olarak, meyveli tart yaptım... Herhangi birinizde şeker varsa şunu söyleyebilirim... | Open Subtitles | ولم ينتهي العشاء بعد لقد أعددت فطيرة فواكه للتحلية وإن كان أحدكما مريضاً بالسكّر .. دعاني أقول فحسب |
İyi haber! tatlı için bir sürü yerim var artık! | Open Subtitles | أخبار جيدة , لقد صنعت الكثير من الفراغ للتحلية |
Geri kalanını tatlıya ayıralım. | Open Subtitles | سنحتفظ بالبقية للتحلية ، حسناً؟ |
Yavaş ol. tatlıya yer kalsın. | Open Subtitles | على رسلكَ، ووفّر مجالاً للتحلية |
tatlıya bir şeyler saklamam lazımdı. | Open Subtitles | لقد رغِبتُ بأن أحفظَ شيئاً للتحلية. |
Ve otelde her gece aynı Tatlıyı ısmarlamıştım. | Open Subtitles | و في كل ليلة في الفندق كنتُ أطلب الشيء نفسهُ للتحلية |
Tatlının ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الإنتظار لأرى ماذا يوجد للتحلية |