Motorcu çetesine sızmak için en uygun adamsın. | Open Subtitles | أتعلم ؟ أنت الرجل الأمثل للتسلل لعصابة الدراجين |
Özbekistan'ın ana muhalefet partisi PLM'ye sızmak için 6 yıl önce gizli göreve gönderildi. | Open Subtitles | أُرسل في عملية تغطية قبل 6 سنوات للتسلل إلى الحركة الشعبية للحرية حزب المعارضة الرئيسي في أوزباكستان |
Kimse uyanmadan gizlice çıkmayı umuyordum ama Lily ile ben çok geç yattık. | Open Subtitles | كنت أخطط للتسلل قبل استيقاظ أي احد ولكن أنا وليلي لم ننم باكرا |
Keşke oraya gizlice girip lambayı almanın bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | لو كانت هناك طريقة ٌما للتسلل و إستعادة المصباح |
Kırması 4 ayımızı alan bir içeri sızma kodu yazdı. | Open Subtitles | لقد وضع نظاماً أمنياً خاصاً استغرق منا اربعة أشهر للتسلل عليه |
Şehre sızıp Anayurt Ordusu'na istihbarat toplamak için direk emir aldım. | Open Subtitles | أنا تحت أوامر مباشرة للتسلل إلي المدينة وجمع التخابرات لأجل الجيش القاري |
Bir dahaki sefere çocuklara ne diyeceğimizi düşünürüz. - Böyle sıvışmak zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | في المرّة المقبلة، سنكتشف ما علينا قوله للصغيرين حتّى لا تضطر للتسلل خارجاً هكذا |
Gözetleme yok. Daha çok bulup çıkarma işi. | Open Subtitles | لا مراقبة الأمر أقرب للتسلل والتتبع |
Ana işlemciye sızmak için bir android kullanın ve rütbeli lideri, parti büyüklerini, yönetim kurulu ile disiplin komitesi başkanlarını öldürün. | Open Subtitles | باستخدام روبوت للتسلل إلى قاعدة التحكم واغتيال القائد الأعلى وشيوخ الحزب، ورؤساء المكاتب السياسية ولجنة الانضباط |
O Tigress olabilmek için öyleymiş gibi davrandı Aqualad'in Işık'a ve Erişilenlere sızmak için giriştiği gizli görevinde ona katıldı. | Open Subtitles | هى إدعت أنها ميتة, لذا هى أصبحت "تيجريس". وإنضمت إلى "أكولاد" فى مهمة بالغة السرية للتسلل إلى "الليت" و "الريتش". |
İstihbarat sistemlerimize sızmak için tüm ihtiyacınız olan şeyler. | Open Subtitles | كل شيء تحتاجه للتسلل إلى نظم الإستخبارات لدينا |
Sonra Birleşik Devletler'e FBI'ya sızmak için geri gönderildiniz. | Open Subtitles | ومن ثم تم إرسالك إلى الولايات المُتحدة الأمريكية للتسلل إلى المكتب الفيدرالي |
Çünki savaşmak için tasarlanmadılar, sızmak için tasarlandılar. | Open Subtitles | تبدو مثل الأطفال أو كبار السن؟ لأنها لم تكن مصممة للقتال. تم تصميمها للتسلل. |
Cumartesi geceleri kızların odalarına gizlice girmek için en iyi zamanlardır. | Open Subtitles | ليالي السبت الأفضل للتسلل لحجرات الفتيات. |
Oraya gizlice gitmek için zamanımız var kardeşim. | Open Subtitles | هناك وقت للتسلل للمكان يا صاحبي، وهناك وقت لهجوم مروحيّة |
Belki de buraya gizlice girecek kadar deli olan bir tek biz vardık. | Open Subtitles | ربما كنا الوحيدين المجانين بما يكفي للتسلل لهنا |
Gözüne uyku girmeyip gizlice odasına girmeyi falan aklından geçirmeyecek misin yani? | Open Subtitles | ألن تكوني يوماً مستلقية وتفكرين بطريقة للتسلل لغرفته؟ |
Otele sızma ve rehinlerin durumuna bakma emri aldık. | Open Subtitles | لدينا اوامر للتسلل للفندق و الاعتناء بحالة الرهائن |
Evet. Saraya sızma fırsatımız. | Open Subtitles | أجل، إنّها فرصتنا للتسلل إلى القصر. |
Bu içeri sızıp, kimseye görünmeden Su'yu kurtarmak için en iyi fırsatımız. | Open Subtitles | تلك افضل فرصة لنا للتسلل وتحريرسومن دونانتتمرؤيتنا. |
- Bir dahaki sefere çocuklara ne diyeceğimizi düşünürüz. Böyle sıvışmak zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | في المرّة المقبلة، سنكتشف ما علينا قوله للصغيرين حتّى لا تضطر للتسلل خارجاً هكذا |
Gözetleme yok. Daha çok bulup çıkarma işi. | Open Subtitles | لا مراقبة الأمر أقرب للتسلل والتتبع |
Tüm bu belâya beni bir seyahat ajansına sızdırmak için miydi? | Open Subtitles | كل هذهِ المشاكل للتسلل لوكالة سفر؟ |