Ve anlaşılan, artık hepsi kapımıza teslim ediliyor. | Open Subtitles | وعلى ما يبدو، كلها قابلة للتسليم الى الباب الخاص بك. |
Çok yüklü bir parti pamuk işi aldım, ve mal teslim edildiğinde ödeme yapılacak. | Open Subtitles | لدىَّ شحنه كبيره من القطن جاهزه ,للتسليم وسوف أقوم بسداد ما على السفينه حينما أسلمها |
Son teslim tarihini kaçırdığım için bir parça kendimi suçlasam da. | Open Subtitles | كذلك أنا ألوم نفسي بعض الشيء أفوت الموعد الأخير للتسليم بعض المرات |
Karanlık kulüp odasında elime buruşuk bir kesekağıdı tutuşturup... teslimat için beni iki yerel polis karakolundan birine yollarlardı. | Open Subtitles | فى غرفة النادى المظلمة أحد الرجال يسلمنى حقيبة ورقية ويوجهني إلى أحد دوائر شرطة إنتخابية محلية للتسليم |
Lojistiği biz sağlarız, siz teslimat için orada bulunsanız yeter. | Open Subtitles | سنهتمّ بكلّ التموين، ستكونون هناك فقط للتسليم. |
O dolandırıcılar teslimat ve kurulum için 99 Avro istediler. | Open Subtitles | أولئك المحتالون أراد 99 يورو للتسليم والتركيب. |
Teslimatı yapması için Nix, evsiz bir adam yolladı ve Arnett de koruma olma ihtimali olan birini yolladı ama bilmiyoruz çünkü avukatını istedi. | Open Subtitles | للتسليم و " آرنيت " أرسل رجلا قد يكون الحارس الشخصي لكننا لا نعرف الآن |
Ama yerde hala ayakkabılar vardı, çantalar hala açıktı, ödevler teslim edilmeye hazırdı. | Open Subtitles | ولكن ما زال هناك أحذية على الأرض والحقائب لا تزال مفتوحة والواجبات المدرسية على الطاولة جاهزةٌ للتسليم |
Ve kimlik kartlarınızı teslim etmek için hazırlayın. | Open Subtitles | وأن يكون بطاقاتكم التعريفية حاضرة للتسليم |
Bir fatura ve bir de mal teslim adresi var. | Open Subtitles | هناك عنوان للفواتير وآخر للتسليم. |
teslim için son tarih, yarın öğle sonrası. | Open Subtitles | الموعد النهائي للتسليم ظهر الغد |
"Coruscant'a acilen teslim edilmek üzere: bir konteyner ...tıbbi malzeme." Bu listede hiç isim yok. | Open Subtitles | "للتسليم الفورى لكورسانت صندوق واحد يحمل سارة |
- Anlaşmanın teslim tarafı geçersizdir çünkü müvekkilimiz "fesih" teslim tarihi ifadenizi kabul etmemişti. | Open Subtitles | هذا محض هراء! إذاً الرسالة الملحقة للتسليم تعتبر ملغية الآن لأن موكلنا لم يوافق أبداً على موعد الخروج |
teslimat tarihine karar verip vermediğini merak ediyordu. Paskalyada dedim. | Open Subtitles | كانت تتساءل إذا كان عندك يوم للتسليم تفكر به، اجبت يوم عيد الفصح |
Sonra birkaç uzak alışverişi posta ofisi adresle ilişkilendirdik ve teslimat tarihi ayarladık. | Open Subtitles | ثمّ نربط سلسلة من عمليات الشراء عن بعد إلى صندوق بريد ونحدّد موعد للتسليم |
Saatler, tarihler... teslimat çizelgesi olabilir. | Open Subtitles | أوقات ، تواريخ ، ربما بكون جدول زمني للتسليم |
Sanırım saat 5'te bir teslimat planlıyor. | Open Subtitles | أظن أنه يخطط للتسليم على الساعة الـ5: |
Ayrıca teslimat süresini de değiştirdiler. | Open Subtitles | ولقد غيّروا الجدول الزمني للتسليم |
Paketin teslimat zamanı geldi. | Open Subtitles | الشحنة في الوقت المناسب للتسليم. |
Teslimatı onun rutin günlük planı dahilinde yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الرتيب للتسليم خلال جدوله العادي |