Sohbetimiz hakkında düşünmeye fırsatın oldu mu? | Open Subtitles | هل كانت لديك فرصة للتفكير بشأن محادثتنا؟ |
Sahip olduğunuz nimetleri düşünmeye fırsatınız oldu, şimdi de sizin kadar şanslı olmayanları düşünme vakti. | Open Subtitles | الآن حان الوقت للتفكير بما أفكر به لقد حان الوقت للتفكير بشأن بأولئك الأقل حظوظ |
Yani bu kararımı, işin risklerini ve neden yapmak istediğimi uzun uzun düşünmeye vaktim oldu. | Open Subtitles | لذا حظيت بالوقت اللازم للتفكير بشأن ذلك وبشأن المخاطر وسبب رغبتي بعلها والذي لم أقله لكِ بعد |
Umarım düşünmek için süre istemişsindir. | Open Subtitles | آمل أنّكِ قد أخذتِ بعض الوقت للتفكير بشأن ذلك. |
Umarım düşünmek için süre istemişsindir. | Open Subtitles | آمل أنّكِ قد أخذتِ بعض الوقت للتفكير بشأن ذلك. |
Belki de o bölgeyi almayı düşünmeye başlamalısın. | Open Subtitles | تحتاج للتفكير بشأن السيطرة على تلك المنطقة |
Bir çömlekten bir eve, bir sokağa bir mahalleye bir kültürel bölgeye ve sonunda şehri düşünmeye dönüştü ve her noktada öğrenmem gerektiğini bilmediğim şeyler vardı. | TED | وهو تحول من وعاء إلى منزل واحد إلى مربع سكني إلى حيّ إلى منطقة ثقافية للتفكير بشأن المدينة، وفي كل مرحلة، كانت هناك أشياء لم أكن أعلم أن عليّ تعلمها. |
Teklifimi düşünmeye fırsatın oldu mu? | Open Subtitles | هل واتتك الفرصة للتفكير بشأن العرض ؟ |
- düşünmeye vaktim yok. | Open Subtitles | - ليس لديّ وقت للتفكير بشأن هذا - |
Biliyorum zamana ihtiyacın var her şeyi düşünmek istiyorsun ve bunu anlıyorum ama başına gelenler çok korkunçtu. | Open Subtitles | أعلم ، أعلم أنكِ تحتاجين إلى وقت للتفكير بشأن كل شيء وأتفهم هذا لكن ما حدث كان مُرعباً |
düşünmek için vaktiniz var. | Open Subtitles | ستُريدون بعض الوقت للتفكير بشأن ذلك الأمر |
Bana düşünmek için bir hafta ver. | Open Subtitles | أمهليني أسبوعا للتفكير بشأن ذلك. |
Ne yapacağımı düşünmek için. | Open Subtitles | للتفكير بشأن ما يجب علىّ فعله |
Justin'i düşünmek zorundayım ve destek grubundaki kızlar anlayış gösterecektir. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتفكير بشأن (جستن)، والفتيات في المجموعة... |