Olan biteni manipüle ve kontrol etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | لا يتوانون عن فعل أي شيء للتلاعب والسيطرة على ما حولهم. |
Olan biteni manipüle ve kontrol etmek için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | لا يتوانون عن فعل أي شيء للتلاعب والسيطرة على ما حولهم. |
Peki, tamam. Bu şarkıyı duygularımı yönlendirmek için kullanmanı sevmiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، لا تعجبني طريقتك في استعمال هذه الأغنية للتلاعب بمشاعري. |
Ambulanslar da trafik ışıklarını istedikleri gibi yönlendirmek için bunu kullanıyorlar. | Open Subtitles | هذا ما تستخدمه سيّارات الإسعاف للتلاعب بإشارات المرور في صالحهم. |
Yoksa web tabanlı toplu akış enerji nakil tahrifi mi? | Open Subtitles | أهي مجموع المواقع الإلكترونية للتلاعب بمنبع شبكة الكهرباء |
Küba'daki bağlantımdan ulusal lotoya hile karıştırmasını istedim. | Open Subtitles | لقد سألت الشخص الذى أتواصل معه في كوبا . للتلاعب في اليانصيب الوطني |
UNR gücünü kâr için enerji piyasasını maniple etmek amacıyla kullanıyor. | Open Subtitles | تستغلّ شركة "ألتما" قوّتها النافذة للتلاعب بأسعار سوق الطاقة بغية الربح! |
Paraziter manipülasyona dair bir başka örnek de bu. | TED | وهذا مثال آخر للتلاعب الطفيلي. |
Sinir ve sindirim sistemlerinin yapılarını etkileyebilmek için tümörlerin hücresel olarak hızlı bölünmelerinden faydalanılmak istenmişse organizmanın bulunduğu konağın davranış biçimini değiştirdiği söylenebilir. | Open Subtitles | باستخدام البنية الخلوية المتكاثرة بسرعة للأورام للتلاعب بالجهازين العصبى والهضمى يمكن توقع أن الكائن يعدل سلوك المضيف. |
Tam da bu noktada ekonomik anlamda sağduyunuzu küresel politik ekonominin kurallarını kendi lehinize manipüle etmek çok cazip görünür. | TED | يصبح الأمر مغرياً في تلك المرحلة لاستخدام معرفتك الاقتصادية للتلاعب في قواعد الاقتصاد السياسي العالمي لمصلحتك. |
Sadece İncil yoluyla her şeyi manipüle edebileceğini gösteriyorum. | Open Subtitles | لا انا اظهر انه يمكن استخدام الانجيل للتلاعب بأي شيء |
toplumda manipüle aracı olarak kullanılıyor. | Open Subtitles | الخوف اصبح يستخدم كأداه للتلاعب في عالمنا. |
Casuslar için flör etmek hedefi manipüle etmekte etkili bir silahtır. | Open Subtitles | بالنسبة للجواسيس المزاع أداة جيدة للتلاعب بهدفك حسنا عزيزتي |
Yani benim eski karım beni manipüle etmeye çalışıyor? | Open Subtitles | لذا عليك الحصول زوجتي السابقين للتلاعب لي؟ |
Ama sonra diğerlerini dize getirmek için manipüle etmeye başladılar. | Open Subtitles | ولكنها تطورت لتصبح معنى للتلاعب بالأخرين ليقوموا بواجبتهم |
Bu sevgisini onu yönlendirmek için kullanabileceğinizi önerdiniz mi? | Open Subtitles | و هل أشرت أنه يمكنكِ استغلال حبه للتلاعب به ؟ |
Beni yönlendirmek için seksi kullanman... Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لا يمكنك استخدام الجنس للتلاعب ماذا تفعل ؟ |
Gen tahrifi melez bir ürün ortaya çıkarmış. | Open Subtitles | يبدو نتيجة هجينة للتلاعب الوراثي. |
Gen tahrifi melez bir ürün ortaya çıkarmış. | Open Subtitles | يبدو نتيجة هجينة للتلاعب الوراثي. |
Veri çıktılarında hile yapmak faydasız. | Open Subtitles | محاولات للتلاعب إخراج البيانات غير مجدية. |
Bu UNR'nin kâr amacıyla enerji piyasasını daha büyük bir güçle maniple etmesi demek. | Open Subtitles | يعني أنّ شركة "ألتما" تستغلّ قوّتها النافذة للتلاعب بأسعار سوق الطاقة بغية الربح! |
Hâlihazırda kimliğinden kuşku duyan biri manipülasyona daha yatkın olabilir. | Open Subtitles | إنّالشخصالذييشكّبهويته... يمكنه أن يكون أكثر عرضة للتلاعب |
İddiasına gore, Quincy halanızı etkileyebilmek için, sizi komik bir sebeple kızdırmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | ويستغلك للتلاعب بعمتك -أرني هذا |