Şimdi, lojistik bakış açısından yoğunluk dağıtım için iyidir. | TED | والآن، من وجهة نظر السوقيات، الكثافة أمر جيد بالنسبة للتوزيع. |
Bir ekip güvenlik bir ekip teslimat bir ekip tahsilat bir ekip dağıtım yapacak. | Open Subtitles | واحد يؤمن الحماية واحد للإستلام وواحد مهمته الجمع وواحد للتوزيع لن يكون الأمر صعب أليس كذلك |
Elektrik dağıtım şebekesine dadanan teröristlerle uğraşıp duruyorduk. | Open Subtitles | كنا نحاصر الإرهابيين من اختراق برنامجنا للتوزيع الداخلي |
Devrimci romantizm için oldukça can sıkıcı sorunlar; çalışmak, üretmek, dağıtmak, savaş sonrası yorgunluğu atlatmak güç ve imtiyazın ayartıcılığı. | Open Subtitles | بالأحرى مشاكل مملة للثورة الرومانسية للعمل، للإنتاج، للتوزيع للنهوض بعد إرهاق الحرب |
Unvanımı düşünüyordum da bence "Dünya Çapında Dağıtımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı" olmalı. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر بلقبي لأنني أعتقد أنه يجب أن يكون "نائب الرئيس للتوزيع العالمي" |
Kuluçka işlemi başladı. Serum 48 saat içinde dağıtıma hazır olacak. | Open Subtitles | بدأت عمليّة التحضين، سيكون المصل جاهز للتوزيع خلال 48 ساعة |
İşte. Bu ilanların bu geceki konserden önce dağıtılması gerekiyor. | Open Subtitles | خذ هذه تذاكر حفل الليلة وتحتاج للتوزيع قبل الحفل الموسيقي |
Bu düzeyde bir dağıtım için daha fazla insan deneğe ihtiyacımız var. | Open Subtitles | للتوزيع على هذا المقياس .. أعني , بأننا بحاجة إلى بعض البشر لذا لا يمكننا الإستحواذ عليهم جميعاً |
Kaba etli olması, şırıngayla alınan ilaçlar için ideal bir dağıtım noktası olmasını sağlıyor. | Open Subtitles | مؤخراتنا السمينة تكون نقاط مثالية للتوزيع لحقن الأدوية |
Ben Gopher dağıtım Anonim Şirketi'nin bir bireyiyim ve sen bunu feci çekemiyorsun! | Open Subtitles | أنا لي مكانةٌ في شركة غوبر للتوزيع وأنت لا تستطيع تحمّل ذلك |
Son hikaye ise şu: Hindistan'dan bir arkadaşım bana dedi ki "Asya'da dağıtım için, bir hamamböceğini tırmanmaya ve içindeki her küçük parçanın üzerine işemesi için eğitmediğin sürece elektronik teknolojisinin bir parçasını bile test etmiş sayılmazsın." | TED | آخر قصة هنا: لدي صديق من الهند أخبرني أنك لن تثبت إختبار أي قطعة إلكترونية للتوزيع في آسيا حتى تدرب صرصور يتسلق و يتبول على كل عنصر من الداخل. |
Bu kayıt tam anlamıyla iç dağıtım içindir. | Open Subtitles | هذا الشريط الحاد, للتوزيع الداخلى |
Çoklu dağıtım senaryosu gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو هناك سيناريوهات متعدّدة للتوزيع. |
- Westfield dağıtım. Kayıtlarını bulamadım. | Open Subtitles | قضية "ويست فيلد" للتوزيع السجلات لا يجدون ملفها |
Bu dağıtmak için değil, içmek için. | Open Subtitles | انه ليس للتوزيع ايها الضابط وانما للأحتساء |
Fotokopisini iste, dağıtmak için ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | قول لهم انني في حاجة الى زيروكس للتوزيع |
"Dennis Reynolds. Dünya Çapında Dağıtımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı." | Open Subtitles | دينيس راينولدز "نائب رئيس للتوزيع العالمي" |
Bir miktar dağıtıma, bir miktar da reklama gider. | Open Subtitles | و يحسمون مبلغا للتصنيع و للتوزيع |
Peki o zaman. İşte. Bu ilanların bu geceki konserden önce dağıtılması gerekiyor. | Open Subtitles | هذه تذاكر حفل الليلة وتحتاج للتوزيع |