Bir elmanın düşüşünden esinlenerek, Isaac Newton'un ortaya koyduğu yerçekimi genel kanununun üzerinden | Open Subtitles | إنها أكثر من 300 عام منذ أن أتى ايزاك نيوتن بالقانون العالمى للجاذبية, |
Anti yerçekimi alanları ve hareket sönümleyiciler modern uzay yolculuğunun anahtarı. | Open Subtitles | حقل مضاد للجاذبية .. وأنظمة القصور الذاتي مفتاح السفر الفضائي الحديث |
En son Newton'ın yerçekimi Kanunu'nda kalmıştık. | Open Subtitles | آخر مرة كنا نتحدث عن قانون نيوتن للجاذبية |
Fakat bu Newton' u yerçekiminin keşfine götürdü. | TED | وذلك قد روعه. لكن ذلك قاد إلى اكتشاف نيوتن للجاذبية. |
Böylece, yerçekiminin bu yeni tarifiyle, biraz önce bahsettiğimiz kozmik felaketi yeniden inceleyelim | Open Subtitles | لذلك,بهذا المفهوم الجديد للجاذبية دعنا نُعيد الكارثة الكونية |
Biranın boğazdan inmesini sağlayan şey yer çekimi değil. | Open Subtitles | لاعلاقة للجاذبية بنزول البيرة الى المعدة |
Kuantum yerçekimi hakkında birşey biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أى شىء عن النظرية الكمية للجاذبية ؟ |
Bilgisayar izleme grafikleri yerçekimi sabitine bağlı olarak sürekli bir hızlanma öngörüyor. | Open Subtitles | نماذج تتبع المسار تتوقع تسارع مطرد نتيجة للجاذبية الأرضية |
Bu alet karşıt yerçekimi oluşturup hareket etmeyi kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | هذه البذلة تولد حقل مضاد للجاذبية يمكننا من الحركة بسهولة |
yerçekimi sıfır olan bir makine istiyorum. Filmlerde görmüştüm. | Open Subtitles | أريد آلة مضادة للجاذبية سبق ورأيتها في فلم |
Newton'un yerçekimi yasası, gezegenlerin güneşe en yakın geçişlerindeki konumlarını belirtir. | Open Subtitles | قانون نيوتن للجاذبية يخبرنا اين ستكون متي تقترب اكثر للشمس ، و دائما كان محقا |
Eğer iki görüntü arasında fark çıkarsa, o zaman güneşin yer çekim alanının yıldızın konumunu kaydırdığını anlayacağız ve yeni bir yerçekimi kuramımız olacak. | Open Subtitles | و لو وجدنا اختلافا بين الصورتين فان جاذبية الشمس غيرت موقع النجوم يصبح عندنا قانونا جديدا للجاذبية |
Dış katmanlar genişlerken Güneş'in merkezinde yerçekimi tam tersi bir etkiyi yaratacaktır. | Open Subtitles | ففي مركز الشمس سيكون للجاذبية التأثير العكسي |
Hemen düşüncelerini daha büyük bir hedefe, yerçekiminin bulmuş olduğu yeni resmini, onun zamanında bilinen yegâne diğer kuvvet olan elektromanyetizma ile birleştirmeye yoğunlaştırdı. | Open Subtitles | فهو فى الحال وضع عينيه على هدف أعظم توحيد صورته الجديدة للجاذبية بالقوة الأخرى الوحيدة المعروفة فى ذلك الوقت |
yerçekiminin alakası yoktu, çok zayıftı. | Open Subtitles | لم يكن للجاذبية علاقة.كانت بعيدة إلى حد كبير جداً |
Sıfır yer çekimi tuvaletimin şemasını gözden geçiriyordum ve ayrıştırma vanasının tarifinde ufacık bir hata yapmışım. | Open Subtitles | انظر, لقد كنت أتفقد رسوماتي للمرحاض العادم للجاذبية و أخطأت خطأ صغيرا جدا في مواصفات الصمام المحول |
Tüm gece boyunca sıfır yer çekimi pasta yapıcısını tamir etmekle uğraştık. | Open Subtitles | فقط صحينا طوال الليل محاولين اصلاح صانع باستا مقاوم للجاذبية |
Ayrıca yerçekimini, sürtünmeyi birşeyleri parça parça etmeyi de özledim. | Open Subtitles | أشتقت للجاذبية و الاحتكاك وأشياء عظيمة يتم قطعها |
Evrenin ilk zamanlarında, yer çekiminin çok daha büyük bir rolü vardı. | Open Subtitles | في أوائل أيام الكون كان . للجاذبية دور أهم لتلعبه |
Bunu 2074 yılı yer çekimsiz Olimpiyatlarda sürdüm. Sonuncu olmuştum. | Open Subtitles | لقد سقت هاته الدراجة في الألعاب الأولمبية المضادة للجاذبية في عام2074 و حللت آخِرا |
Bu onun, göksel havâlimizdeki en büyük nesne ve en güçlü kütleçekim etkisine sahip olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | أي أنها أكبر الجيران السماوية لنا صاحبة أكبر تأثيـر للجاذبية |
Uzun süre düşük yerçekiminde kalmak beyni etkileyebilir. | Open Subtitles | التعرض طويل الأمد للجاذبية المنخفضة يمكن أن يؤثر سلبياً على المخ. |
Ya da bir uzay gemisinden dökülen gümüşten bir şaraptı yer çekiminden uzak. | Open Subtitles | حيث لا وجود للجاذبية عندما تغمرني النشوة |