"للحصول على وظيفة" - Translation from Arabic to Turkish

    • iş için
        
    • iş bulmak için
        
    • çalışmaya
        
    • İşe arıyorsan
        
    • işi almak için
        
    • işe girmek için
        
    • bir iş bulmak
        
    Son bir şey daha-- baban iş için bana geldiğini biliyor mu? Open Subtitles أمرٌ أخير هل والدكِ يعلم بأنّكِ جئت إليّ للحصول على وظيفة ؟
    İki hafta sonra, iş için, sana tavsiye mektubu gerekecek. Open Subtitles يجب أن تحصل على توصية للحصول على وظيفة فى غضون أسبوعين
    İyi bir eğitim almak istiyordum, gelecekte iyi bir iş bulmak için. TED أردت الحصول على قدر جيد من التعليم للحصول على وظيفة لائقة في المستقبل
    Şart şu ki, ...bu ekonomide iş bulmak için hiç mi hiç umudun yok. Open Subtitles الفائدة بهذا الإقتصاد ليس لديك أمل للحصول على وظيفة
    Evi terk edip San Francisco'ya gideceğim ve ilk bulduğum gemide çalışmaya başlayacağım. Open Subtitles أنا انوي ترك المنزل اذهب إلى سان فرانسيسكو للحصول على وظيفة على اول سفينة آراها
    İşe arıyorsan, sendikaya üye olman lazım. Open Subtitles أنت تعرف أنه للحصول على وظيفة يجب أن تكون عضوا فى نقابة
    Böyle bir işi almak için yalan söylemez miydin? Open Subtitles ألن تكذب إذا كان لديك مجرم في الأسرة وانت فى سبيلك للحصول على وظيفة من هذا القبيل؟
    İşe girmek için İbranice öğrenmem gerektiğine karar verdim. Bir sınıfa kaydoldum ve İbranice öğrenmeye başladım. O sınıfta asker olmayan bir Yahudi ile ilk defa karşılaştım. TED قررت أني احتاج للغة العبرية للحصول على وظيفة عندما ذهبت لدراسة اللغة العبرية في ذلك الفصل كانت تلك هي المرة الأولى التي أقابل فيها يهود ليسوا مجندين.
    Kayıtlara geçsin, iş için asla birini yalamadım. Open Subtitles للعلم، لم اداعب احد مطلقاً للحصول على وظيفة
    Buraya randevumuz için gelmedim, iş için geldim. Open Subtitles لم آتي هُنا من اجل موعد. إنّني هُنا للحصول على وظيفة.
    Sen burada iş için değilsin veya G.E.D. programı için. Open Subtitles لستَ هنا للحصول على وظيفة أوتعليم
    Biz, bir iş için sizin gibi iyi adamlar arıyoruz Bay Horne. Open Subtitles نحن... نحن نبحث عن الرجل الصالح مثلك... للحصول على وظيفة.
    Buraya iş için geldim. Open Subtitles إنّني هُنا للحصول على وظيفة.
    Şart şu ki, ...bu ekonomide iş bulmak için hiç mi hiç umudun yok. Open Subtitles الفائدة بهذا الإقتصاد ليس لديك أمل للحصول على وظيفة
    İş bulmak için haftanın bitimine kadar zamanın var. Open Subtitles لقد حصلت حتى نهاية الأسبوع للحصول على وظيفة.
    İş bulmak için bu kadar süren var. Open Subtitles لك هذه المدة للحصول على وظيفة
    Ayrıca çalışmaya inanılmaz yatkınımdır. Open Subtitles بالإضافة إلى أنني لدي مقومات للحصول على وظيفة ولكن عزيزتي
    İşe arıyorsan, sendikaya üye olman lazım. Open Subtitles أنت تعرف أنه للحصول على وظيفة يجب أن تكون عضوا فى نقابة
    Ayrıca sadece işi almak için sana katıldım. Open Subtitles الى جانب ذلك، أنا فقط اتفقت معك للحصول على وظيفة.
    Kocan hapishanede zamanını harcarken, ...sen de işe girmek için milleti ayartıyorsun. Open Subtitles زوجكِ مُرمى في السجن وأنتِ تحاولين إغواء رجل للحصول على وظيفة
    Şimdi, daha önce hiç iş tecrübemiz yoktu ve gerçekte büyük bir planımız da yoktu. Aslında, başladığımızda hedefimiz, gerçek bir iş bulmak zorunda olmamak (Kahkaha) ve her gün işe giderken takım elbise giymek zorunda olmamaktı. TED الآن، مع عدم وجود خلفية مُسبقة بالمشاريع ودون خطة رائعة... في الحقيقة، كانت أهدافنا عندما بدأنا ألا نضطر للحصول على وظيفة حقيقية (ضحك) وألا نضطر لارتداء بدلة للعمل يومياً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more