Evet, Bir anlığına düşünmüştü ama ben olsam buna takılmazdım. | Open Subtitles | نعم ، لقد صدّقت ، للحظة هناك ولكنني لن أفكّر بأيّ من ذلك |
Birlikte çalışmaya başladığımızda, Bir anlığına, sanki eskisi gibiydi. | Open Subtitles | حينما بدئنا نعمل سويًا للحظة هناك كان الأمر كما اعتدته.. |
Doğru çünkü Bir anlığına Bir an gece Avustralyalı fobin olduğu için Chase'in yanında olmaktan rahatsız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | صحيح لأنه للحظة هناك ظننت انك غير مرتاحة حول تشايس لأنه كنت ستصابين بناشط أسترالي ليلي |
Bir an için, sonunda yaşamaya değer bir şey bulduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت للحظة هناك بأنك وجدت أخيرا الشيء الذي يستحق العيش من أجله |
Bir an için, Seni Sevebileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | للحظة هناك, فكرت بممارسة الحب معك. |
Ve Bir anlığına gerçekten mutlu olduğumu düşünüyordum. | Open Subtitles | ، و للحظة هناك ظننت أني لأننيلاأعرفحقاًماذا يعني ،لكن ... |
Bir an için endişelendirdin, Albay. | Open Subtitles | لقد اخفتني للحظة هناك ايها الكولونيل |
Bir an için beni kaybettin. | Open Subtitles | للحظة هناك ،فعلت |
Bir an için... | Open Subtitles | تعلمين ، للحظة هناك |
Bir an için Wyatt ile birlikteyse hâlâ ona ilgi duyuyor olmalı diye düşündüm. | Open Subtitles | و للحظة هناك ، ظننت أنها كانت مع (وايت) لا بد أنها مازالت تحبه |
Bir an şey diye bağıracaktım az daha... | Open Subtitles | للحظة هناك ...كنت سأقول ! |