"للحليب" - Translation from Arabic to Turkish

    • süt
        
    • süte
        
    Victor, Lémiri'ye en son gittiğimizde süt istediğini kendine has tarzıyla bize göstermişti. Open Subtitles تذوقه للحليب يجعله يعبر عن نفسه بطريقته الخاصة في زيارته السابقة للسيد ليمري
    Benzer bir durum, süt ve yumurtalarda da görülüyor. TED كما أن شيئاً مشابهاً حدث بالنسبة للحليب والبيض
    Tarımın yükselişi, dönemdeki çiftçilerin süt ihtiyacını karşılaması adına evcil koyun ve keçilerin oluşmasını sağladı. TED أدى ظهور الزراعة إلى ظهور تربية الغنم والماعز الداجنة، والتي اتخذها المزارعون القدماء كمصدرٍ للحليب.
    Annesi Sahiwal'den daha fazla süt veriyor, babası ise hastalıklara karşı Fleckvieh'ten daha dirençli. TED وهي أكثر إنتاجا للحليب من أمها وأكثر قوة ومقاومة للأمراض من أبيها الهولندي
    Bu kötü, anne. Bebeklerin yaşamak için süte ihtiyaçları var. Open Subtitles هذا سيء يا أمي، يحتاج الرضع للحليب ليعيشوا
    Eminim geri dönüşümle süt kutusuna bile dönüşebilir. Open Subtitles بإمكانك إعادة تدويرها لتحويلها إلى وعاء للحليب
    Kurabiye yeyip, süt içmeye gidecek değilsiniz ki. Open Subtitles ماذا تتوقعي منه بأن يذهب إلي كورنل ؟ للحليب و الكعك ؟
    süt kanalına girip, az miktar kemo bırakıyoruz. Open Subtitles ولدينا جهاز يمكنني الوصول للحليب ونغرز جرعة قليلة من الكيميائي
    Bir kahve kutusu veya süt kabı getirsen. Open Subtitles إذا أعطيتني وعاء قهوة أو دورقاً للحليب فقد أذهب وأتصرف بالخلف
    Mükemmel sütlü kahvenin sırrı süt buharının derecesidir. Open Subtitles المفتح للحصول على قهوة بالحليب مثالية هو درجة الحرارة المناسبة للحليب المُبخر
    Hem sadece süt ya da ekmek için kullanırdım.. ya da para için. Open Subtitles ولا أستخدمه إلا حين أحتاج للحليب أو الخبز، أو المال النقدي.
    Gazeteyi okuma şekli burnunu nasıl karıştırdığı, çay içmek için kullandığı bardak, süt için kullandığı bardak 31 çekerken nasıl göründüğü etrafta kimse yokken köpeğine davranışı... Open Subtitles هكذا يقرأ الورقة ، يلتقط أنفه، أي زجاجه يحب للشاي، وأي واحد للحليب.
    Yaşaması için süt gerekiyor... ... ama onu besleyemiyorlar. Open Subtitles يحتاج للحليب لينجوا لكن لا يستيطعون إطعامه
    Evet, bir kaç kutu süt çalındı. Open Subtitles ؟ نعم لقد كان هناك سرقة صغيرةة للحليب هنا عدة جالونات
    Eğer kontrol altına alamazsan elimizdeki süt kaynağını kaybedeceğiz. Open Subtitles أذا لم نسيطر على هذا المرض سنفقد المصدر الوحيد للحليب تحت هذا الحظر
    Buğday çimi ve Japon balığı gözü ezmesi süt üretimini teşvik edecek. Open Subtitles عشب القمح و عين السمكة اليابانية سيثيران إنتاجك للحليب.
    Babam her zaman küçük çocuklara süt, büyük çocuklara güvenmek gerekir derdi. Open Subtitles لطالما قال أبي أن الأطفل يحتاجون للحليب لكن الناضجين يحتاجون للثقة.
    Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde, bebek erken veya hasta doğduğunda, süt veya sütteki biyoetken bileşenler son derece önemli olabilir. TED في وحدات العناية المكثفة بحديثي الولادة، عندما يُولد الأطفال مبكرًا أو مرضى أو مصابين، يمكن للحليب أو مكوناته الحيوية النشطة أن تكون مهمة للغاية.
    Sonradan ortaya çıkan bu fırıldak hareketi yavrular arasında, tek amacı süte erişimi sürekli tutmaya çalışmak olan, bu sebepten rastgele bir yönde ittirmeye yol açan bir özellik. TED إن الدولاب هو خاصية ناشئة من التفاعلات بين الجراء التي قاعدتها الوحيدة هي أن تحاول أن تبقي على منفذ للحليب و لهذا تدفع في إتجاه عشوائي.
    Onun süte ihtiyacı var, bu pirinç çorbasına değil. Open Subtitles إنها تحتاج للحليب وليس حساء الرز
    Bir de büyük kahve. süte de yer bırak. Open Subtitles وفنجان قهوة كبيراً ، اترك مكاناً للحليب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more