Eğer bebek sana çekerse başına bir kaza gelmemeli diye düşündüm. | Open Subtitles | مزلاج أمان في حالة إن كان الطفل مثلك جعلته مضاد للحوادث |
3 olayda da gerçek kaza sebepleri göz ardı edilmiş. | Open Subtitles | الأسباب الحقيقية للحوادث تم تجاهلها في الثلاثة حالات |
Bütün havayolları bir seferinde kaza yapmıştır | Open Subtitles | كل شركات الطيران تتعرض للحوادث بين وقت والآخر، هذا لا يعني بأنها ليست آمنة |
" kazalar genelde bu şekilde... " | Open Subtitles | وأحياناَ في خطورة سلامته الشخصية ويتعرض للحوادث أحياناَ |
Senin için endişeleniyorum. Sen çok sakarsın. | Open Subtitles | أنا قلقة عليك أنت ستتعرض للحوادث |
Ve küçük gruplar Kazalara ve talihsizliklere daha açıktır. | TED | والمجموعات الصغيرة عرضة أكثر للحوادث والحظ السيء. |
Sanırım Maddie sadece sakar değil bir felaket makinesi. | Open Subtitles | أعتقد أن(مادي)ليست عرضة للحوادث فقط بل للكوارث أيضا |
Bazen. Sanırım biraz sakarım. | Open Subtitles | من حين لآخر أبدو انني أكون عرضة للحوادث |
- Sürekli başına bir kaza geliyor. - Bana Kazazede derler. | Open Subtitles | تتعرض للكثير من الحزادث انا مغناطيس للحوادث |
Garip, çılgınca, kaza geçirmeye yatkın, tarzı olmayan bir basamak. | Open Subtitles | طريق غريب , مجنون, معرض للحوادث يفتقر لحس الموضة |
Bu arabayla ilgili hep şunu derler: Bu araçla kaza yapamazsın. | Open Subtitles | من بين الاشياء التي قيلت عن هذه السيارة, هو انها لا يمكن ان تتعرض للحوادث |
Sorunlu bir çocuk olmak ya da başına sürekli bir kaza gelmesi hiç güzel değil. | Open Subtitles | ليس من السهل ان تكون طفلا مضطربا او عرضة للحوادث |
Son zamanlarda başına birsürü kaza geldiğini farkettin mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ أنك عرضة للحوادث مؤخراً؟ |
Bunlar kaza istatistikleri. | TED | هذه إحصائية للحوادث. |
Diyelim ki bir tür kaza meydana geldi? | Open Subtitles | أَفترض وجود بند ضمان للحوادث |
Evet, bazı kazalar oldu ama ordu büyük bir ekip görevlendirdi. | Open Subtitles | هذا الوباء وبين ما يفعلونه حقاً. أجل، ربما تعرضت للحوادث لكن الحكومة.. |
Evet, benim yüzümden bazen kazalar olabiliyor ama bu sayede evinize kadar geldik ve sizinle tanışma fırsatı bulduk. | Open Subtitles | حتى هو يطلقون عليه "جاذب للحوادث" على الجانب الجيد الإيجابي فقط جئت بنا جميعاً إلى هنا إلى بيتك الصغير لمقابلتكِ أنتِ, و (باتريك) |
- Fazla mesai Kazalara yol açar. | Open Subtitles | للحوادث المناوبات لأستنفاذ أنه |
Kazalara hazırlıklı görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدين مستعدةً للحوادث |
Yok sizin beceriksiz olduğunuzu, yok sakar olduğunuzu. | Open Subtitles | أنّكِ خرقاء، مُعرضة للحوادث |
Affedersiniz. Birazcık sakarım da. | Open Subtitles | أن آسف ، فأنا ميال قليلاً للحوادث |
Nam-ı diğer Kazazede. | Open Subtitles | لويس دراكس الفتى المدهش المعرض للحوادث |