Bir daha kumarhaneme ayak basacak olursan dışarı yürüyemeyecek halde çıkarsın. | Open Subtitles | إن وطأت قدميك الكازينو خاصتي مجددًا فلن تتمكن من السير للخارِج مجددًا |
dışarı çıktım ve çitlerin üstünden baktım. | Open Subtitles | ... لِذا، فقد ذهبت للخارِج و ... وألقيتُ نظرةً على سِياجي |
Burada. Seni dışarı çıkaran kişi benim. | Open Subtitles | مِن هنا أتحدث، أنا مَن سحبكِ للخارِج. |
Penny çıkıp gördüğü herkesi vurduğu sırada hepimizin harika bir görüş açısı oluyor. | Open Subtitles | ثمّ نتمتّع جميعاً بمشاهدة بيني تركض للخارِج وتقتلهم جميعاً |
Kapımı çalarsın ha, çıkıp seni bir güzel... | Open Subtitles | تطرق بابي، تعال هناك للخارِج ... وسوف أصفعك |
Böylece Austin'de aynı otel odasını paylaşmaya başladık, ta ki, bir gece... dışarı çıkıp bir daha... geri dönmeyene kadar. | Open Subtitles | لِذا، فقد إنتهى بنا الأمر بالمُشاركة ... في غُرفة الفندق تلك في "أوستن" حتّى حدث في ... إحدى اللّيالي، ذهبت للخارِج وفقط... |
Koç Lulu'nun dışarı çıkıp beni beklemeye gittiğini söyledi ben buraya gelmeden hemen önce. | Open Subtitles | (إذن، فقد قال المُدرب بأنّ (لولو ... ذهبت للخارِج لكي تنتظرني قبل أن أصِل هنا فحسب |
Peki o zaman. çıkıp Root'u arayayım. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتوجه للخارِج لأجِد (رووت). |