Eğer vejetaryensen, Burt'le konuşup onun sebze tabağını senin et tabağınla değiştirebilirsin. | Open Subtitles | أنا متأكده بأنك تستطيعي محادثة بيرت ليبادلك قسمه للخضروات مقابل شريحتك المشوية |
Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها تدير كشكا صغيرا للخضروات و العصائر في سوق المزارعين و تعمل بشكل جزئي في منح عينات مجانية في شركة الأغذية الصحية |
sebze Terminatörü Tavşan Canavar yarattık. | Open Subtitles | حسناً، لقد صنعنا أرنب وحشي ناهم للخضروات |
Bazen bakıp da iki hamburger fiyatına ancak alabileceğiniz sebzeler görebiliyorsunuz. | Open Subtitles | بعض الاحيان تنظر للخضروات وتقول حسنا يمكننا ان نحصل بثمنا علي اثنين هامبورجر بنفس القيمة |
Sadece basit kurutulmuş meyve ve sebzeler. | Open Subtitles | فقط بعض التجفيف للخضروات والفاكهه |
Meyveler de tamam, sebzeler de tamam. | Open Subtitles | نعم للخضروات و نعم للفواكه استمر |
dememizle ilgili. Ve sonra, sebze turistlerimiz olduğu ve onları çok sevdiğimiz ve kesinlikle harika oldukları için onlara daha iyi bir deneyim yaşatmak için ne yapabileceğimizi düşündük. | TED | ولأننا نعلم بأن لدينا سياح للخضروات ولأننا نحبهم أن يقضموا و لآنهم رائعون، فكرنا، ماذا نستطيع ان نفعل لإعطاءهم خبرة افضل؟ |
Bir dolu ağaç ve bir sebze bahçesi. | Open Subtitles | وحديقة للخضروات |
Bir sebze bahçesi. | Open Subtitles | حديقة للخضروات |
Gördün mü, Victor, sebzeler için hala umut var. | Open Subtitles | أتري يا (فيكتور) لايزال هناك أمل للخضروات |
- Bu sebzeler için. | Open Subtitles | -إنها للخضروات . |
sebzeler için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا للخضروات. |