Bir çiftliğe gittiğiniz zaman öyle hemen kalp krizi geçiren bir domuz bulamıyorsunuz biz de dedik ki stentler konusunda uzmanız. | TED | وعندما تذهب إلى مزرعة ، لا تستطيع بسهولة أن تُحدث نوبات قلبية للخنازير فقلنا، حسنا ، نحن خبراء في تركيب دعامات |
- Hayır. domuz yemi olabilir ama kuş yemi değil. | Open Subtitles | يمكن أن يكون علف للخنازير ولكنه لا يكفي طعام للدجاج |
Kozmetik olarak mükemmel olmayan patatesler, hepsi domuzlara gidiyor. | TED | البطاطا الناقصة جمالياً تذهب جميعها للخنازير. |
Gelin yiyin yoksa domuzlara vereceğim. | Open Subtitles | هلموا لتناول الطعام و إلا سأطعمه للخنازير |
Son 50 yıl içinde, domuz ahırlarında yaşayan, temiz hava alan çamurda yuvarlanıp doğal bir hayat süren Domuzları bırakıp devasa endüstriyel tesislerde gün ışığı görmeden tam anlamıyla cehennem hayatı yaşayan domuzlara geçtik. | Open Subtitles | لقد انتقلنا في الـ 50 سنة الماضية من توفير بيئة مناسبة للخنازير الى وضعهم في مصانع لانتاج اللحم |
Ölün, ölün, ölün, beyaz emperyalist domuzlar. | Open Subtitles | الموت الموت الموت للخنازير الإمبريالية البيضاء |
...birkaç yıl önce bileşeni Çin’e... ...taşımaya karar verdi. Çünkü Çin, dünyanın en büyük domuz tedarikçisidr. | TED | المصنع الامريكي الرئيس لهذا العنصر الفعال قرر منذ بضعة سنوات أن ينتقل الى الصين لان الصين اكبر مزود للخنازير في العالم |
Burası domuz ahırı mı yoksa konser salonu mu? | Open Subtitles | هل هذه حظيرةٌ للخنازير أم قاعةٌ لحفلة موسيقية؟ |
Birdenbire onun bir domuz yemi kovası olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | وفجاه اكتشفت اني ارسم صندوق القمامة للخنازير |
Eğer içki sipariş edersen, yanında domuz da veriyorlar. | Open Subtitles | و إن شربت أنت سيكون يقدمه للخنازير أيضاً |
Doğru ya. Bir domuz kendi etini yer mi hiç? | Open Subtitles | أنت على حق، فكيف للخنازير أن تأكل لحمها؟ |
Bu parayla yatırım yaptıktan sonra sizinkiler için bir domuz hendeği alabileceksin. | Open Subtitles | بعد أن أستثمر لك هذا المبلغ ، ستتمكن من شراء خندق للخنازير من أجل والديك |
Benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik. | Open Subtitles | في المكان الذي أتيت منه, كنا ننتقي التفاح المتعفن من البراميل و من ثم نطعمهم للخنازير |
Satılmayan kitaplar parçalanıp, domuzlara yediriliyor. | Open Subtitles | الكتب التي لا يشتريها أحد تقطّع وتعطى طعاماً للخنازير |
Tıp öğrencilerini domuzlara yem etmek hakkında bir şeyler mırıldanaraktan sınıfa geri döndü. | Open Subtitles | متمتما بشئ عن اطعام تلاميذ مدرسة الطب للخنازير عظيم |
Evet. Tanrın ve sen beni dilerseniz domuzlara yem yapın. | Open Subtitles | أجل، وبوسعك أنت والرب إطعامي للخنازير لأني لا أكترث |
Dinle, onu ben öldürmedim, sadece cesedini domuzlara verdim. | Open Subtitles | اسمع ، حسناً، أنا لم أقتله. وكل ما فعلته هو أنني أطعمت جثته للخنازير. |
Domuzları niye öldürdünüz diye söyleniyor. | Open Subtitles | انها غاضبه من قتلنا للخنازير |
Domuzları onunla besleyin, Errol. | Open Subtitles | اطعمه للخنازير يا ايرول |
İnanabiliyor musun bir Burlsworth Hogs (domuzlar) için oynuyor? | Open Subtitles | هل تصدق ان فردا من العائلة يلعب للخنازير |
Bu akşam domuzlarına Persimmon Phil'i yem etmezse... onlara Çinlinin taşaklarını çiğ çiğ yediririm. | Open Subtitles | أخبره بأنه إما أن يطعم (فيل بيرسميون) للخنازير الليلة وإلا فسأقدم له طبقاً شرقياً نيئاً |
Denizin neden kızıp kaynadığından, ve domuzlarda kanat olup olmadığından. | Open Subtitles | ولماذا تغلي مياه البحر وإذا كان للخنازير أجنحة |