Fakat onlar seni ihanete sürükleyecek acı ve ölümü tadacaksın. | Open Subtitles | لكنها ستقودك ايضا للخيانة وللمعاناه والموت |
Medyum ihanete uğrayacağımdan da söz etmişti. | Open Subtitles | قالت الوسيطة كذلك إنّني سأتعرّض للخيانة. |
O zaman ihanete uğramanın ne demek olduğunu anlayacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | أنت تعرفين كيف يشعر المء إذا تعرض للخيانة ألست كذلك يا حلوتي ؟ |
Pekâlâ, bakalım ihanet etmeye istekli mi? | Open Subtitles | حسنا، يجب علينا ان نرى اذا كان مستعد للخيانة |
Siz üç suçlu yeni bir ihanet girişiminde bulunurken yakalandınız. | Open Subtitles | لقد تم إلقاء القبض عليكم أيها المجرمون الثلاثة بسبب فتنتكم للخيانة العظمى |
İhanetin tam kapsamı hâlâ tartışma konusu. | Open Subtitles | التفاصيل الكاملة للخيانة لازالت قيد البحث |
Bu işi beceremedim ve sen de kendini ihanete uğramış hissediyorsun. | Open Subtitles | لم اتعامل مع هذا بشكل جيد وأفهم بأنك تعرضت للخيانة |
Ve onlardan biri tarafından ihanete uğramanın ne demek olduğunu sen bilemezsin. | Open Subtitles | ولا تعرف كيف هو الشعور بأنك تعرضت للخيانة من أحدهم |
Yoldaşlar, en yakın meslektaşlarım tarafından ihanete uğradığımı öğrenince ne kadar şaşırdığımı tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | ايها الرفقاء , يمكنكم أن تتخيلوا مدى الذهول بأنني تعرضت للخيانة من قبل أقرب زميل |
Eğer topraklarımızı almış olsaydık ihanete uğramazdık. | Open Subtitles | ماذا تقصد بما أفكر به ؟ كنا قد تعرضنا للخيانة |
Öyle görünüyor ki kurbanlarımız partnerleri tarafından ihanete uğramış. | Open Subtitles | يبدو أنّ ضحيتينا قد تعرّضنا للخيانة من قبل شريكهما. |
Biraz komik. İhanete uğramış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | إحساسي بتعرضي للخيانة كبير جداً في هذه اللحظة |
İşte bu yüzden başkalarına kolayca inanır ve onlara kolayca ihanet edilebilir. | Open Subtitles | لهذا السبب يثقون ببعضهم البعض وبعد ذلك يتعرضون للخيانة |
Bulacağım ve ihanet suçundan sallandırılırken sizi izleyeceğim. | Open Subtitles | , سأكتشف ذلك ، و عندما يحدث ذلك . سأراكم جميعاً مشنقون للخيانة ومتى سيكون ذلك ؟ |
Kendi kolonine, kendi evine, tüm ırkına ihanet ettin. | Open Subtitles | أنت لديك مستعمرة للخيانة ، منزلك ، عرقك بأكملها. |
Lanet Kartaca Canavarı bize ihanet etti! | Open Subtitles | لقد تعرضنا للخيانة من وحش قرطاج اللعينه. |
Ben kraliniz oldugum sürece, ihanet asla cezasiz kalmayacaktir. | Open Subtitles | طالما أنا ملككم، فسيكون هناك عقوبة للخيانة |
O anda o parçalar Tanrı'ya ihanetin, şeytanın sembolü oldu. | Open Subtitles | في الحال صارت هذه القطع رمزاً للخيانة بنظر الرب. رمزاً للشرّ. |
Ama 10 yıl önce karanlık lordun ihanetine uğradı. | Open Subtitles | ولكنه تعرض للخيانة من قبل اللورد الغامض قبل 10 سنوات |
Vatan hainliğinden 12 kez mahkum olmuş birisine sen ne derdin? | Open Subtitles | ماذا تسمي محلل استخباراتي مدان بـ 12 تهمة للخيانة ؟ |
Bu benzersiz işkenceden derlediklerim bir kadın olarak bana yönelen aldatma eyleminin beni bir antropolog olarak kışkırtan düşünceleridir. | Open Subtitles | وما حصلت عليه من هذا التعذيب الرائع هي الأفكار وهذه ردة فعل للخيانة كأمرأه أثارت في نفسي هذه الافكار كما في علم الانسان |
Tarih boyunca, erkekler, hiç bir cezası olmaksızın Aldatmak için neredeyse ehliyete sahip olmuşlardır ve arayış ihtiyaçları, bir takım biyolojik ve evrimsel teori tarafından desteklenmiştir, bu yüzden çifte standart aldatmanın kendisi kadar eskidir. | TED | الآن ، على مر التاريخ ، الرجال لديهم في الواقع ترخيص للخيانة مع عواقب بسيطة وبدعم من مجموع النظريات البيولوجية والتطورية التي تبرر حاجتهم للتجوال لهذا فالمعايير المزدوجة قديمة قِدمَ الخيانة نفسها |
vatana ihanetten cezalısın, ve hapiste öleceksin ama o alçakları yakalarsan serbest kalabilirsin. | Open Subtitles | أنتم مجرمون للخيانة العظمى وستموتون في السجن كان بامكانك أن تكون حرا لو مسكت بذلك الحقير |
Leydi Latimer, sizi temin ederim, ne kocanıza, ne size, ne de ailenize dair bir vatan hainliği şüphesi bulunmamaktadır. | Open Subtitles | سيدة لاتيمر, كنت أريد أن أؤكد لك بأنه لا يوجد أي اشتباه للخيانة بحق زوجك وأيضا بحقك أنت وعائلتك |