Amanda'yı onunla çıkmaya zorlamamalıydık. | Open Subtitles | نحن مَا كان يَجِبُ أنْ نَدْفعَ أماندا للخُرُوج معه. |
Onunla çıkmaya başlayana kadar. | Open Subtitles | طويل فقط بما فيه الكفاية للخُرُوج معه. |
Bakın kimler nihayet yataktan çıkmaya karar vermiş. | Open Subtitles | جيّد، نظرة التي حازمة أخيراً للخُرُوج من الفراش؟ - Ma! |
Fırından bir şeyin çıkmasını falan mı bekliyor? | Open Subtitles | الذي، تَنتظرُ شيءاً للخُرُوج مِنْ الفرنَ؟ |
Tam burada durup yangını izlediğimi ve annem ve babamın dışarı çıkmasını beklediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أَتذكّرُ الموقف هنا، نَظْر إلى كُلّ النار، إنتِظار أبويِّ للخُرُوج. |
Oradan çıkmasını söylememe izin verin. | Open Subtitles | دعْني أُخبرُه للخُرُوج من هناك. |
- çıkmak için sol tünele sap. | Open Subtitles | رجاءً أصغِ للخُرُوج أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَ النفق اليساري |
ve senin kurtulan tek kişiolduğunu... yıkıntıların arasından dışarı çıkmak için tırmanan. | Open Subtitles | وأَنا متأكد من أنكي الشخص الذي تسلّقَ الصحنَ للخُرُوج |
Sanırım dışarı çıkmaya bayılıyor. | Open Subtitles | أعتقد انه سيَمُوتُ للخُرُوج. |
Kanıttan çıkmasını istediğiniz sonucu önceden belirliyorsunuz. | Open Subtitles | كَمْ تُريدُ أثبتْ للخُرُوج. الآنسة. |
Sen ona camdan çıkmasını öğrettin. | Open Subtitles | علّمتَه للخُرُوج مِنْ النافذةِ |
Size sadece, savcı onun hapisten çıkmasını istemiyor diye izin veremem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعْطائك a تفويض فقط لأن هي لا تُريدُه للخُرُوج من السجنِ. |
Ona şimdi çıkmasını söylemeliyiz, paraşüt iççamaşılarını daha fazla yerleştirmeden. | Open Subtitles | نحن gotta يُخبرُها للخُرُوج الآن قَبْلَ أَنْ تَفْتحُ أكثر ملابس مظلةِها الداخلية. |
Babanla bir daha çıkmak için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | هي لا تَستطيعُ الإنتِظار للخُرُوج مَع أبّيكَ ثانيةً. |
Onu bir kalıbın içine sokuyorsunuz, yemin ederim,... o kalıptan çıkmak için elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | وَضعتَه في مباشرة سترة، وأنا أَحْلفُ بالله، هو سَيَقْضمُ ذراعيهَ مِنْ فقط للخُرُوج منها. |