"للدفاع عنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onu savunmak
        
    • onu savunmaya
        
    • savunması için
        
    • savunmak için
        
    O halde Onu savunmak için yasalar çerçevesinde her şeyi yapmak senin hakkın. Open Subtitles إذا لا بأس عليك أن تفعلي كل شيء في حدود القانون للدفاع عنه
    Bu nedenle, Kudüs'ün fethi fikri Ürdünlü askerler olarak bizi daha çok tesvik ediyordu ve Onu savunmak içinse dahada sert savasiyorduk. Open Subtitles لذا إعتبرنا أسر القدس كحافز لنا كمقاتلين أردنيّين وقاتلنا بشدّة للدفاع عنه
    Dünyanın bu aptala ihtiyaç duyacağı tek gün İntikamcılar'ın Onu savunmak için artık burada olmayacağı bir gündür. Open Subtitles هو اليوم الذي المنتقمون لم يعودوا هنا للدفاع عنه
    Ona her sinirlendiğimde onu savunmaya kalkışma. Open Subtitles لاتهرع للدفاع عنه في كل مرة, أغضب منه فيها
    Etrafındakiler de onu savunmaya dahi girişmez. Open Subtitles ولا أحد من الذين حوله يندفع للدفاع عنه.
    Yarın, onu savunması için şehrin en iyi avukatını tutacağım. Open Subtitles غداً ، سأستأجر أفضل محامي في البلده للدفاع عنه
    Kendisini savunması için Lockhart/Gardner hukuk firmasını tutmuş. Open Subtitles إستأجر شركة المحاماة "لوكهارت_BAR_ غاردنر" للدفاع عنه
    Gey evliliğin bütün yasal saldırılara dayanıklı olabileceğini düşünüyorsan, ...Onu savunmak için çıkan her fırsattan zevk alman gerek. Open Subtitles إذا كنت تعتقدين أن زواج الشواذ يستطيع مقاومة جميع الاعتداءات القانونية فيجب أن تستمتعي بكل فرصة للدفاع عنه
    Onun avukatı benim Bay Gibbs. O bir vatansever. Benim işim de Onu savunmak. Open Subtitles -إنه وطني، إنها وظيفتي للدفاع عنه .
    Onu savunmak zorunda değilsin Dennis. Open Subtitles لست مُضطرًّا للدفاع عنه يا (دينيس).
    Etrafındakiler de onu savunmaya dahi girişmez. Open Subtitles ولن يثب من حوله للدفاع عنه
    Alexis ve ben sonunda anlaşıyoruz, ama onu savunması için Grace Chin'i tuttuğumu öğrenirse bana sırtını döner. Open Subtitles أنا و(أليكسيس) أخيراً تصالحنا، لكنها قد تبيعني في لحظة، إن إكتشفت أنني عيّنت (غرايس شين) للدفاع عنه
    Her ne kadar burayı sevseler de, ve savunmak için her şeyi yapsalar da, istedikleri zaman gidebileceklerini bilmek isterler. Open Subtitles و بقدر ما يحبون هذا المكان و استعدادهم للدفاع عنه بأي شكل يحتاجون لمعرفة أن بإمكانهم الرحيل متى شاءوا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more