"للذهاب الى" - Translation from Arabic to Turkish

    • gitmek
        
    • gitmeye
        
    • gitme
        
    • gitmeyi
        
    • girmeye
        
    • gitmem
        
    • gidecek
        
    Hep oraya gitmek istemiştim. Ve şimdi bir nedenim var. Open Subtitles أردت دائما سببا للذهاب الى هناك, والأن انا لدى واحدا.
    Bana baktı, ve dedi ki, "Evet. Ya da belki tek tuvalete gitmek isteyen sizsiniz" TED فنظر الي وقال، نعم. أو انك الوحيدة التي اضطرت للذهاب الى الحمام.
    Aman tanrım. Peki şimdi Disney World'e gitmeye hazır mısın? Open Subtitles يا إلهى هل أنت مستعدة للذهاب الى عالم ديزنى الان؟
    2000 yılında, Güney Afrika'ya yeni bir opera topluluğu kurmak için gitme fırsatım oldu. TED مرة أخرى في عام 2000، أتيحت لي الفرصة للذهاب الى جنوب افريقيا لتأسيس شركة جديدة للأوبرا
    Bu gün plaja gitmeyi planlıyordum, ama aniden yağmur bastırdı. Open Subtitles ولكنها بدأت تمطر كنت أخطط للذهاب الى الشاطىء اليوم
    Cevabım evet, hapse girmeye hazırım. Open Subtitles والاجابة هى نعم أنا مستعدة للذهاب الى السجن
    - Vancouver'a gitmem gerek. Open Subtitles أحتاج للذهاب الى فانكوفر حسنا ، الديدالوس في المدار
    dedi. Böylece, karavan parklarına gitmek için bir başka yorucu liste yaptım. TED لذا وضعت لائحة أخرى متعبة للذهاب الى مواقف المقطورات.
    Bay kurbağa Rhode Island eyalet hapishanesine gitmek için sizi kaç kere yalamam lazım? Open Subtitles سيد ضفدع, كم لعقه لك تتطلب للذهاب الى وسط سجن ولايه رود ايلاند؟
    Mahkemeye gitmek için heyecanlıyım ilk günün başbelası davaları bir yat sahibi diğerinin Crystal Cove'da gürültü yönetmeliğini ihlal ettiğini düşünüyor. Open Subtitles يا رجل,اانا متحمس للذهاب الى المحكمه لمراجعه هذه الدعوى المزعجه
    Henderson'a gitmek için arabanı kullanmam lazım. Open Subtitles أنا بحاجة إلى استخدام سيارتك للذهاب الى هندرسون.
    Önce benimle vakit geçirmekten hoşlanıyor konsere gitmek için heyecanlanıyorsun sonra sebebini bile söylemeden iptal ediyorsun. Open Subtitles في دقيقة واحدة تغمرك السعادة لقضاء الوقت معي وكل التشويق للذهاب الى حفلة الموسيقى وبعدها تلغي الأمر بدون اخباري بالسبب
    Daha gitmeye hazır değilim. İşim bitmedi. Open Subtitles لَست مستعد للذهاب الى الآن أنا ما زِلت أحصل على بضعة أشياء أكثر
    Hadi polis memuru, 3000 Rupees ver. Ajanta ve Ellora için 3000 rupeese ihtiyaç var. gitmeye gerek yok. Open Subtitles هيا يا شرطى أخرج 3000 روبية تحتاج الى 3000 روبية للذهاب الى اجأنتا والورا
    Meade, işten sonra spora gitmeye ne dersin? Open Subtitles مرحباً يارفيق، هل انت مستعد للذهاب الى صالة الالعاب الرياضية بعد العمل؟
    Bitki müzesinin ve benim Afrikalı ekipmanımın bulunduğu Her yere gitme fırsatım oldu. TED كانت لدي الفرصة للذهاب الى كل مكان توجد به معشبة من أجل مادتي الآفريقية.
    L.A.'ya gitme zamanı mı? Open Subtitles هل حان الوقت بالنسبة لك للذهاب الى لوس انجليس؟
    Pekala, plaja gitme planımızda ufak bir erteleme oldu. Open Subtitles حسنا ، كان هناك تأخير بسيط في خطتنا للذهاب الى الشاطىء
    Randy, sanırım benden hoşlanıyor. Bana partiye gitmeyi teklif etti. Open Subtitles راندي، أظنني أعجبها دعتني للذهاب الى حفلة
    Salona girmeye paran yok mu? Open Subtitles ليس لديك المال الكافي للذهاب الى قاعة التدريب؟
    Bence benim acil servise gitmem lazım. Open Subtitles اعتقد اني بحاجة للذهاب الى غرفة الطوارئ.
    Onları aldığımız zaman, Hong Kong'a gidecek kadar paramız olacak, hadi gidelim Open Subtitles لو حصلنا عليهم سيكونوا كافيين للذهاب الى هونج كونج .هيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more