Kimsesi ve Gidecek hiçbir yeri olmayan bir çocuk | Open Subtitles | هو فقط شاب لَيْسَ لهُ احد، وليس له مكان للذِهاب. |
Niles doktora Gidecek. | Open Subtitles | النيل سَيكونُ عِنْدَها للذِهاب إلى الطبيب. |
Ama görüyorsun, o çantasını hazırlayıp bir yerlere gitmeye hazırlanıyor. | Open Subtitles | لَكنَّك تَرى، انها تَحْزمُ حقائبَها وتستعدُّ للذِهاب الى مكان ما. |
Grup analiz toplantılarına katılmamı istedi. Ben de gitmeye başladım ve devam edeceğim. | Open Subtitles | وهو يُريدُني للذِهاب إلى فصولِ تحليلِ مجموعتِه. |
Roissy'ye gitmek için o senin olmak zorunda. | Open Subtitles | للذِهاب إلى رويزي يَجِبُ أَنْ تَكُونَ لكي |
Tuvalete gitmem gerekiyordu. | Open Subtitles | وأنا مطلوب جداً للذِهاب إلى المرحاضِ. |
Eve Gitme zamanı geldiğinde beni uyandır. | Open Subtitles | أيقظْني عندما يحين الوقت للذِهاب إلى البيت. |
Yapacak iş yok. Gidecek yer yok. | Open Subtitles | لا شيء ليَعمَلُ، ليس في أي مكان للذِهاب. |
Sende yalnızca Harvard'a veya başka bir yere Gidecek beyin yokmuş. | Open Subtitles | أنت ما عِنْدَكَ الأدمغةُ أَو الأحشاءُ للذِهاب إلى هارفارد أَو أي شئ آخر. |
- Köpek parkına Gidecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | نحن ما عِنْدَنا وقتُ للذِهاب إلى متنزهِ الكلبَ. |
Oğlunuz bara gitmeye karar verince fazla bir seçeneğim kalmadı. | Open Subtitles | لا إختيارَ منذ إبنِكَ حازم للذِهاب إلى حانتِي ثانيةً. |
Gazeteyi seviyorum ama gitmeye hazırım. | Open Subtitles | أَحبُّ الورقةَ لكن أَنا مستعدُّ للذِهاب. |
Leo'nun partisine gitmeye hazır mısın? | Open Subtitles | أنت مستعدّ للذِهاب إلى حزبِ الأسدِ؟ |
Artık eve gitmek istiyorum. Steven'ı merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة للذِهاب إلى البيت الآن أنا قلقة بشأن ستيفن |
Çin mahallesine gitmek istiyordum. Oraya hiç gittin mi? | Open Subtitles | أنا كُنْتُ متلهّفه للذِهاب إلى الحي الصيني هَلْ ذهبت إلى هناك من قبل؟ |
O evlilik danışmanına gitmek istemen gibi. | Open Subtitles | مثل الإرادة للذِهاب إلى تلك إستشارة الزواجِ. |
Şimdi olsa, gitmem için yeterli bir neden olurdu. | Open Subtitles | الآن هو سَيَكُونُ سبب كافي للذِهاب. |
Acele bir yere gitmem lazım. | Open Subtitles | أنت مستعجل للذِهاب الى مكان ما |
- Hadi Kenny Gitme zamanın geldi. | Open Subtitles | حَسَناً، كيني، يُوقّتُ للذِهاب. إنظرْ إليها. |
Onu gitmesi için zorladığımda gidebilirdi... ama o güvenliğimiz için bizimle kalmayı seçti. | Open Subtitles | هو كان يمكن ان يذهب، وأنا حثثته للذِهاب. إختارَ البَقاء وساعدنا بالخلاص. |
Ah, onlar sorularını soracak daha sonra gitmekte özgürüz. | Open Subtitles | أوه، هم فقط يَحتاجونَ لسُؤال هم أسئلة ثمّ نحن أحرار للذِهاب. |
Pekala, zaman doldu. Gidilecek bir ev daha var. | Open Subtitles | حسناً، كُلّ شخص، الوقت فوق بيت واحد للذِهاب |
Aferin. | Open Subtitles | الطريق للذِهاب. |