Aslında, oraya gidecek ve geri dönüş yolunun dörtte birini karşılayacak rezervimiz var. | Open Subtitles | لكن في الحقيقةِ، نحن عندنا الإحتياطيات للوصول إلى هناك وأيضا للرجوع ربع الطريق |
Geri dönüş yolunu biliyorlardır o zaman değil mi? Ödeme yapacak mıyım? | Open Subtitles | حسناً, عليهم معرفة طريقهم للرجوع, أليس كذلك ؟ |
Sadece dönmek için en kısa zamanda iyileşmenin yolunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كل ما أفكر فيه هو التعافي للرجوع بأقصى سرعة ممكنة |
Ve, kriz sonrası tüketicilerde gördüğümüz dördüncü eğilim ise aile ocağına dönmek ile ilgili. | TED | النوع الرابع لإستهلاك ما بعد الأزمة هو اننا نشهد هذه الحركة للرجوع إلى الحظيرة |
Kartpostal göndermen geri dönme hakkını verir mi? | Open Subtitles | لأنكى ارسلتى له خطاب هذا يعطيكى الحق للرجوع |
Sorularla senin ilgilenmeni istiyorum. Ailelerin yanına dönmem gerek. | Open Subtitles | أتعلمون, سأترك لكم أمر الإجابة على الأسئلة انا حقاً بحاجة للرجوع إلى عائلات الضحايا. |
Üsse dönüp silah ve asker alıp tekrar geri gelebiliriz. | Open Subtitles | نحتاج للرجوع للقاعدة، لنعيد التسليح وبعدها نستطيع أن نعود للقتال استقبلت هذا |
Sizleri, şirketleri, devletleri ve sivil kuruluşları; yerli halkı dinlemeye ve özümüze geri dönmeye çağırıyorum. | TED | أدعوكم جميعاً، أدعو كل الشركات، أدعو كل الحكومات، كل المجتمعات المدنية، لتستمع إلى السكان الأصليين، للرجوع إلى جذورنا. |
Şunu iyi dinle. Alicia öldükten sonra geri dönmeyi düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | حَسناً، أفهمي هذا أنا لم أكن أخطط للرجوع بعد موتَ أليشيا |
Sense kocamın gizli kahramanlığa dönmesini istiyorsun. Hem de arkamdan... | Open Subtitles | وانت ساعدت زوجي للرجوع للاعمال البطوليه من ورائي |
Suçlu bulunursanız, oraya gönderileceksiniz, geri dönüş umudu olmadan, geri kalan hayatınız boyunca. | Open Subtitles | إذا ثبتت إدانتكم سترسلوا الى هناك بدون أي أمل للرجوع ، لبقيّة حياتكم الطبيعية |
Neyse, sonunda eve dönüş aracımıza kavuştuk. | Open Subtitles | حسنا .. على الاقل لدينا طريقة للرجوع الى المنزل |
Ve tek çıkış yolumuz benim eski dönüş cihazımı aşırı yüklememdi. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة للرجوع كانت أن أزيد طاقة لوحة عودتي |
Lamban, oraya dönmek için hayatını göze alacak kadar değerli mi? | Open Subtitles | هل مصباحك ثمين لدرجه انك تخاطر بحياتك للرجوع لجزيره "سيكولوبس" ؟ |
Belki Bureau Maritime'dan aşağı yürüyüp Buenos Aires'e dönmek için 4 bilet alıp daha sonra ondan daha çok satın almak istersiniz. | Open Subtitles | ربما ستحب ان تنزل الى مكتب البحر وتشتري لنفسك ارع تذاكر للرجوع الى بون ايريس واشتري المزيد منها |
Ama şimdi eve dönmek için... bir yol bulmaları lazım. | Open Subtitles | إنهم بخير لكنهم... ... يحاولون التوصل لطريقة للرجوع إلى الوطن |
Arkadaşımın kız arkadaşıyla seks yapmadan dönme cesaretini bahşet. | Open Subtitles | الشجاعة للرجوع للبيت الليلة بدون ممارسة الجنس معها |
Müdahale Aracı'na dönme talebini dikkatlice düşündüm ve bunu bilmeni istedim. | Open Subtitles | أخذت بالإعتبار بعناية فى عرضك للرجوع للشاحنة 81 |
İzninizle. İşime dönmem gerek. | Open Subtitles | اعذروني، أحتاج للرجوع إلى العمل |
Bir de Iowa'ya gerisin geriye dönmem için ikna etmeye çalıştılar. | Open Subtitles | يحاولوا إقناعي للرجوع إلى آيوا. |
Neyse Winnie Foster, dediğim gibi, dönüp evine git. | Open Subtitles | حسناً وينى فوستر كما كنت أقول انتى بحاجه للرجوع وراء و العودة للمنزل |
Neden böyle lanet bir aileye, geri dönmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت مستعجل هكذا للرجوع لعائلة منحرفة هكذا |
Fedakârlık'a dönmeyi hiç düşünmüyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تخطط للرجوع إلى المتطوّعين، أليس كذلك ؟ |
Komutan geri dönmesini istiyordur ama böyle bir emir vermek onun için zordur. | Open Subtitles | كون قادر على سؤالها للرجوع إلى المنزل لأن هناك عيون أخرى. |