Öncelikle, daha kaliteli ürün yapabildik, test etmesi de kolaydı, böylece müşteri için mükemmel olduğundan emin olduk. | TED | لأنه سيساعدنا أساساً على بلوغ منتج بجودة عالية وعلى اختباره بسهولة والتأكد من أنه كان تجربة رائعة للزبون. |
Artık müşteri tüm heyecanıyla ürünü hemen kullanabiliyordu. | TED | وعليه يمكن للزبون في غمرة إثارته استخدام المنتج. |
Böylece yeni müşteri için 1 numaralı oda boşalır. | TED | مما يترك الغرفة الأولى جاهزة للزبون الجديد. |
Öldürdüğün adam hakkında müşteriye ne demem gerekiyor şimdi? | Open Subtitles | ماذا يفترض بي إخباره للزبون بشأن الرجل الذي قتلته ؟ |
müşteriye aslında ne istediğini gösterebilme yeteneği. | Open Subtitles | الفن هو أن تشرح للزبون ما سيحتاجه فعلاً. |
Kisi basi bir dilek... | Open Subtitles | وامنية واحدة للزبون |
- Pekala. ...Ayni zamanda aracilariniza da para kazandirsaniz herkes için faydali olur, dogru mu? | Open Subtitles | صحيح و لكن إن استطعت أن تجني المال للزبون أيضاً فهذا سيفيد الجميع.. |
Ve kimse müşteri hizmetleriyle telefonda iştigal etmek istemiyordu. | Open Subtitles | لا أحد يتذكر الرقم الغبي للزبون و لم يرد أحد قول شيء على الهاتف |
müşteri başına en fazla 12. | Open Subtitles | وبياض بيضة بطة اثنا عشر فقط للزبون |
Buna sığır boku denir ve bir müşteri bunun kokusunu bir mil öteden alır. | Open Subtitles | أها " إنها تدعى بـ " فضلات الثور ويمكن للزبون شمها من على بعد ميل |
Buna sığır boku denir ve bir müşteri bunun kokusunu bir mil öteden alır. | Open Subtitles | " إنها تدعى بـ " فضلات الثور ويمكن للزبون شمها من على بعد ميل |
Evet. Şimdi de müşteri kontrolü yap. | Open Subtitles | ثم سيتسنى لك القيام بفحص للزبون |
Eğer bir müşteri para ödemeye kalkarsa tedarikçi parasını iade ediyordu. | Open Subtitles | يعيد الواشي المال للزبون |
Birkaç gün önce, marketin orada oturmuş bekliyordum ve market sahibi ile müşterinin biri, birbirleriyle konuşuyordu. Market sahibi müşteriye İsrail'den 10.000 füze alacağımızı söylüyordu. | TED | منذ بضعة أيام كنت أنتظر بالصف في بقالة و كان صاحب المحل و أحد الزبائن يتحدثان مع بعضهم البعض وكان صاحب المحل يوضح للزبون بأننا سوف نطلق على 10,000 صاروخ علي اسرائيل. |
Ama bar işinde, bira bozulduğunda müşteriye genellikle bir bira ikram ederiz. | Open Subtitles | لكني أفهم في تجارة الحانات. عموماً نُقدم للزبون "جِعة". |
İşin ne kötü, ürünün ne işe yaramaz olduğu veya kaç para kazandığın ama müşteriye söylemezsin. | Open Subtitles | كم العمل رديئ, كم المنتج لا يُستفاد منه, كم من المال تجني... لكن للزبون, كل شيء رائع! |
müşteriye göre, ben bir ziyafetim. | Open Subtitles | "بالنسبة للزبون أنا متعة" |
Kisi basi bir dilek. | Open Subtitles | امنية واحدة للزبون |
- Pekala. ...Ayni zamanda aracilariniza da para kazandirsaniz herkes icin faydali olur, dogru mu? | Open Subtitles | صحيح و لكن إن استطعت أن تجني المال للزبون أيضاً فهذا سيفيد الجميع.. |