"للسؤال" - Translation from Arabic to Turkish

    • soruya
        
    • sormak
        
    • Sorduğun için
        
    • soru
        
    • Sormana
        
    • sorunun
        
    • Sormaya
        
    • sormama
        
    • soruyu
        
    • Sorduğum için
        
    • Sorduğunuz için
        
    • sorusuna
        
    • sorma
        
    • Sorman
        
    • istemek
        
    Bu da beni, aslında cevabını aradığım ilk soruya götürüyor. Open Subtitles الأمر الذي يعيدني للسؤال الأول و أحتاج إلى إجابة عليه
    Neyse, kendisinin en yetkin kişi olacağını düşündüm gidip de Amerikan tarihini tanımlayan noktanın ne olduğunu sormak için. TED إذَا فكرت انه سيكون الشخص المناسب للسؤال عن لحظة حاسمة في التاريخ الأمريكي
    Yo, gayet iyiyim. Sorduğun için sağ ol. - Herkes iyi mi? Open Subtitles لا، انا بخير شكرا للسؤال هل الجميع بخير؟
    Bu soru, aynen şunun eşdeğeri, Microsoft Word'un birebir aynısı gibi çalışacak yazılabilecek en küçük bilgisayar programı nedir? TED هذا مماثل للسؤال , ما هو أصغر برنامج أستطيع كتابته والذي سيتصرف تماماً مثل مايكروسوفت وورد؟
    Eğer sevgiyi tatmış olsaydın, Sormana gerek olmazdı. Open Subtitles إذا كنت قد جربتى الحب .. فلم تكونى مضطرة للسؤال
    Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني
    - Genç bir adam, efendim. Bay Fry'ı Sormaya gelmiş. Open Subtitles أي شاب، السير هي جاء للسؤال عن السيد فراي
    Yani, derslerin çoğunda, soru-cevap sayfasındaki bir soruya ortalama yanıt süresi 22 dakikaydı. TED ولذا، في العديد من فصولنا، متوسط وقت الاستجابة للسؤال على منتدى الأسئلة والأجوبة كان 22 دقيقة.
    Şüphecilerden kendime çıkardığım soruya cevap arayarak ülkenin her bir yanını gezdim: Nasıl yani? Çin, çevre konusunda bir şey yapıyor mu diyorsun? TED وسافرت في جميع أنحاء البلاد بحثًا عن إجابة للسؤال الذي أحصل عليه غالبًا من الخارج المتشكك: ماذا تقصدين بأن الصين تفعل شيئًا للبيئة؟
    Bu soruya başka bir bakış açısıyla bakıyorum. Beyin sarsıntılarını nasıl önleyebileceğimizi öğrenmek istiyorum. TED لذلك، أنظر للسؤال من خلال وجهة نظر مختلفة بعض الشيء، وأود أن أعرف، كيف بوسعنا أن نحمي من ارتجاج المخ؟
    Acaba bir Boeing 757 hangi malzemeden imal edilmiştir? sormak için Boeing'i aradım, ama-- Open Subtitles إذن مما تصنع البوينج 757 لقد أتصلت ببوينج للسؤال عن ذلك ، ولكن
    Buraya gelme sebebim siz iki Ford'dan birinizin bana birkaç seyahatimde eşlik etmeyi isteyip istemeyeceğinizi sormak içindi. Open Subtitles أتيت للسؤال أيّ منكما أيها الأخوة فورد يهتمّ بالذهاب معي في رحلة أو اثنتين
    Seni özledim. " Sorduğun için sağ ol. Open Subtitles إفتقدتك أتعرفي هذا، لاني شكرا جزيلا للسؤال
    Az kalsın vuruluyordum, ama iyiyim. Sorduğun için sağol. Open Subtitles ما زلت في حالة نفسية قلقة من إطلاق النار ولكني سأكون بخير شكرا للسؤال
    "Bu ne salak soru böyle?" gibi diyebileceğin sorular çıkar. Open Subtitles مثل الأشياء التي أنت قد تضرب شخص ما خارج في الحانة للسؤال.
    -Size birkaç soru sormam lâzım. Open Subtitles الآن، سأحتاج للسؤال أنت بعض الأسئلة، أيضا.
    Hayır. Tabii ki. Sormana gerek yok. Open Subtitles لا ، لا ، نعم ، بالطبع لستِ مضطرة للسؤال
    Bir sonraki cümle sorunun giriş kısmı olacak. TED اذاً الجملة التالية سوف تكون مقدمة للسؤال.
    Biliyorum Sormaya hakkım yok ama bana bir kefile ihtiyacım olduğunu söylediler. Open Subtitles أعرف بأني ليس لي حق للسؤال لكنهم يقولون بأني أحتاج ضامن
    Benim de sormama gerek yok. Benim düşündüğümü düşünüyorsun. Open Subtitles لست مضطراً للسؤال إنكِ تفكرين بما أفكر به
    Yapabilirsin, nerdeyse geldin Artık son soruyu sorma vaktinin geldiğini biliyorum. Puanlara baktığımda... Open Subtitles يمكنكما فعلها, لقد اقتربتما وانا أعرف أن الآن هو الوقت المناسب للسؤال الأخير
    Sorduğum için üzgünüm, Milt, ama... burası çok tenha, değil mi? Open Subtitles معذرة للسؤال. سيد "ميلت" لكـن نوع من الشجار هنا أليس كذلك؟
    Şu anda iyiyim, Başkan Hanım. Sorduğunuz için teşekkürler. Open Subtitles حالياً أنا بخير، سيدتي الرئيسة شكرًا للسؤال
    W.R. Grace ile ilgili trikoetilen kirlenmesi oldu mu sorusuna, jüri "evet" cevabını verdi. Open Subtitles فيما يخص شركة جريس ، فقد أجابت هيئة المحلفين بنعم للسؤال الأول عن التلوث بتريكلورإيثلين
    Öğrenirsen, Sorman yeterli. Open Subtitles وإن عرفت ستكون بحاجة للسؤال فحسب.
    Küçük bir kız istemek üzere Belediye Sarayı'na gittim ama bana küçük bir kız yerine sizi verdiler. Open Subtitles ذهبت لمركز المدينة للسؤال عن طفلة صغيرة. و بدل الطفلة الصغيرة، أعطوني إياك، وهكذا حصلت عليك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more