"للسير" - Translation from Arabic to Turkish

    • yürümek
        
    • yürüyüşe
        
    • Sör
        
    • yürümeye
        
    • yürüme
        
    • yürüyüş
        
    • yürüyecek
        
    • yürümeyi
        
    Değil mi? Los Angeles'da çok yürümek istemezsiniz, alın size şehrin içinde dışarıda çok yürüyeceğiniz bir mekan. TED صحيح؟ فأنت لا تميل للسير كثيراً في لوس أنجلوس، حسناً، ها هو المكان حيث ستسير كثيراً، من خارج هذه المدينة.
    yürümek için uzun bir yol. Ne var orada? Open Subtitles حسناً ، هذا طريق طويل للسير ماذا يوجد هناك ؟
    Bu yüzden tartışmalar sırasında, işler zorlaştığında, insanlar orman içinde yürüyüşe çıkarlar. TED وهذا هو السبب الرئيسي للسير في الغابات بعد تعثر المفاوضات
    yürüyüşe çıkıyorsak, yanına bir dışkı torbası almak isteyebilirsin. Open Subtitles اذا كنت تريد الذهاب للسير ربما احتجت الى حقيبة للتبول
    Yarın, Sör Edward'ın morali gerçekten çok bozulacak. Open Subtitles ستكون هذه صدمة أخلاقية للسير ادوارد المحترم
    Onu Sör George'a mimar olarak öneren oydu. Open Subtitles لقد كانت هى التى اوصت به للسير جورج كمهندس معمارى
    Enerjini, konuşmak yerine yürümeye saklaman gerektiğini düşünen bir adamım sadece. Open Subtitles انا رجل فحسب اعتقد بأنك يجب ان توفر طاقتك للسير وليس للحديث
    Eğer onu çıkarabilirsek, bütün yolu yürümek zorunda kalmayız. Open Subtitles لو استطعنا إخراجه ، ربما لن تضطري للسير طوال الطريق
    Yaptığın kötülük, masumların yürümek zorunda kaldıkları bir yola benziyor. Open Subtitles العمل السيء الذي تقوم به كالطريق السريع حيث يضطرّ الأبرياء للسير عليه.
    Olmazsa başka bir şey bulurum. yürümek zorunda kalsam da bir yolunu bulurum. Open Subtitles و إن لم أستطع , سأحصل على شئ آخر سأجد طريقة ما حتى لو إضطررت للسير على الأقدام
    Yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altında yürümek ve sadece rüzgârı duymak istiyorum. Open Subtitles و نذهب للسير تحت سماء مليئة بالنجوم و أنت لا شيء إلا الريح
    Bu havada 2 mil yürümek zorunda kaldık. - Sucuk gibi oldum, şu halime bak. Open Subtitles واضطررت للسير 5 أميال فى هذا الجو إلى هنا لأنكم الأقرب
    İyi olduğuna eminim. Belki de yürüyüşe çıkmıştır. Open Subtitles حسناً، متأكد من إنه بخير، ربما ذهب للسير قليلاً.
    Eğer yürüyüşe çıkmış olmasaydım dişim kırıldığı için diş hekimine gitmezdim ve ağzıma birşey koyan kızın gün boyu rahat ayakkabı giydiğini ve iyi bir ücret aldığını öğrenemezdim ki bu bana yeni kariyerim için yol gösterdi. Open Subtitles إن لم أذهب للسير ذلك اليوم, لم أكن لأكسر سني, مما أرسلني لمكتب طبيب الأسنان
    Birkaç evden çağırıldım, sonra da yürüyüşe çıktım. Open Subtitles كانت لدي بضعة عياداتٍ منزلية ثم ذهبت للسير قليلاً
    yürüyüşe falan çıkmış olmalılar. Open Subtitles لا بد من أنهم ذهبا للسير أو أنهما في مكان ما
    Fakat Sör George, yanında uygun bir eşle siyasette, iş alanında harika işler başarabilirdi. Open Subtitles ولكن, بالنسبة للسير جورج, وفى وجود الزوجة المناسبة بجواره كان يمكنه ان يحقق الكثير فى مجال السياسة, والأعمال
    Üstünüze Sör Reuben'ın kaliteli şarabından dökmüşsünüz. Open Subtitles من المؤسف أنه انقلب عليها قليلا بعض من النبيذ الممتاز للسير ً روبن ً
    Bu genç adam, Sör Astley Paston Cooper'ın asistanıymış. Open Subtitles هذا الشاب كان مساعداً للسير آستلي باستون كوبر
    Bu beni ayda yürümeye hak sahibi yapar mı? Open Subtitles هل يُؤهلني ذلك الأمر للسير على سطح القمر ؟
    Bana biraz yürüme izni verecek kadar nazikti. Open Subtitles كانت لطيفة بما فيه الكفاية لتسمح لى بالذهاب للسير قليلا
    Arabaya çık. yürüyüş için iyi bir gün değil. Open Subtitles إقفزي في العربة، ليس هذا يوماً ملائماً للسير من الممكن أن تُسحقي
    Sessiz. Yemekten sonra yürüyecek yer yok. Open Subtitles تجدين جندب الليل ليس هنالك مكان للسير بعد الغداء
    Sağ ol, merkeze yürümeyi çok daha kolaylaştıracak. Open Subtitles شكراً. هذا سيُسهل الأمر أكثر للسير إلى المركر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more