Union Kulüp'te yemek randevum vardı, sonra da gazeteye gittim. | Open Subtitles | كان لدي عشاء مع أعضاء النادي ثم عدت للصحيفة لأطبع مقالات عدد يوم الأحد |
gazeteye, ne kadar zeki bir dedektif olduğunuzu yazmaları için para mı verdiniz yoksa onlar kendileri mi yazdılar? | Open Subtitles | هل دفعت للصحيفة لتقول انك ذكي أم كانت بادرة من عندهم؟ |
gazeteye kimin söylediğini bilmiyorum. Yazdıklarının hepsi yalan. | Open Subtitles | لا أعرف من صرّح بذلك للصحيفة لكنهم يكذبون |
Sorun değil, hata olabilir. Yarın gazeteye gideyim mi? | Open Subtitles | حسنا, لا بأس, الأخطاء تحدث دائما هل أذهب للصحيفة غدا؟ |
14 yaşındayken, artan can sıkıcı sorularımdan bunalan annem, bunları tüm ülkeye sormam için Pakistan'da yerel bir İngilizce gazetede yazmaya başlamamı önerdi. | TED | وفي عمر 14 طفح كيلها بتزايد أسئلتي المزعجة فنصحتني أن أكتب للصحيفة المحلية الإنجليزية في باكستان لأطرح أسئلتي على البلد بأكمله، قالت لي. |
Polis memurlarının biriyle gazetede haftalık suç raporunu yayımlarım. | Open Subtitles | أقوم بإحصاء الجرائم الأسبوعية للصحيفة مع أحد الضباط |
Bütün servis, senin, güvenlik sırlarını para karşılığında gazeteye sızdırdığını biliyor çünkü, Benedict onlara bunu anlattı. | Open Subtitles | بأنك تسرّب معلومات سريّة للصحيفة مقابل مبلغ مالي لأن بينيديكت أخبرهم بذلك |
Sanırım komşulardan biri resmi çekip gazeteye yolladı. | Open Subtitles | أعتقد أن جار ما ألتقط تلك الصورة وأرسلها للصحيفة |
Tamam. Harika. gazeteye yarın faks çekeceğim. | Open Subtitles | حسناً، سأبعث رسالة بذلك للصحيفة غـداً. |
Önce gazeteye haber verelim. | Open Subtitles | أعط الرسالة للصحيفة اللعينة أولاً |
Ben gidiyorum. Sen Julia'yı götür. Ben gazeteye yürüyerek giderim. | Open Subtitles | سأتابع المسير اصطحب (جوليا) و أنا سأتوجه للصحيفة من هنا |
Ben gidiyorum. Sen Julia'yı götür. Ben gazeteye yürüyerek giderim. | Open Subtitles | سأتابع المسير اصطحب (جوليا) و أنا سأتوجه للصحيفة من هنا |
Bütün boş zamanımı gazeteye adamamın sebebi bu. | Open Subtitles | لذلك كرست طيلة أوقات فراغي للصحيفة |
O zaman yorumlarını gazeteye sakla. | Open Subtitles | اذن وفر تعليقاتك للصحيفة |
Resminizin gazeteye basılması? | Open Subtitles | - هل لي بصورتك للصحيفة ؟ أوه .. |
gazeteye yazılar gönderiyor. | Open Subtitles | هي تكتب للصحيفة أحياناً |
Bu Meg'i gazeteye çıkaramaz. Bu eski haber. | Open Subtitles | هذا لن يوصل (ميغ) للصحيفة أبداً, هذه أخبار قديمة |
gazeteye Johnny'nin hastalığı hakkında bilgi veren ismi açıklanmayan kaynak sen misin? | Open Subtitles | أأنتَ المصدر غير المسمّى للصحيفة الإليكترونيّة عن سيلان (جوني)؟ |
Ardından 50'lerde 15 yaşımda yerel bir gazetede tam zamanlı çalışmaya başladım. | Open Subtitles | و عملت بدوام كامل للصحيفة المحلية عندما كنت بعمر الخامسة عشر أولاً كـ كاتب رياضي، |
gazetede bununla ilgili haber yapmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | كنتُ أفكر بشأن كتابة مقال بشأن ذلك للصحيفة |