Bu sadece yaratıcı endüstrinin yapabileceği ulus kurma görevi. | TED | وهذا هو العمل لبناء الأمة الذي يمكن للصناعة الإبداعية وحدها القيام به. |
Mantle Retractor, ki artık endüstrinin standardı. | Open Subtitles | حسناً، إنه صفيحة من الذهب الخالص في الحقيقة. ماسك "ذا مانتل"، والذي أصبح الآن معياراً للصناعة. |
Klinik deney verilerini paylaşmaya başlamaları gerekiyor. Bunu yaparken batmakta olan bütün tekneleri yükseltecek bir dalga yaratmaları gerekiyor. yalnızca sanayi için değil; aynı zamanda insanlık için. | TED | إنها بحاجة لبدء تبادل بيانات التجارب السريرية, و عند ذلك ، ستتحقق الفائدة للجميع، ليس فقط للصناعة بل للإنسانية. |
Palmiye yağı, çok çeşitli tüketici ve sanayi mallarının üretiminde kullanılır. | TED | يدخل زيت النخيل في صناعة في صناعة العديد من المنتجات المخصصة للصناعة والأفراد. |
Akademisyenlerin çoğu, malî sektörün kamusal tartışmaları ve hükümet politikalarını yönlendirmesine yardımcı olarak servet kazandılar. | Open Subtitles | إذا علمت بالرفض المتكرر الذى تلاقيه هذه الصناعة من واشنطن كثير من الأكاديميات المرموقة تكون ثروات فى هدوء من مساعداتهم للصناعة الاقتصادية فى تشكيل الرأى العام |
McAllister Endüstri anlaşması yayınlandıktan bir gün sonra, | Open Subtitles | اليوم الذي تلا نشر الجرائد لعقد "ماكاليستر للصناعة" |
Çiftçiler, yerleşimciler... bu kuyu kazma makinesi, modern Amerikan endüstrisinin nadide bir örneği. | Open Subtitles | هيا- أيها المزارعون وأصحاب الأراضى- هذه الجرافه مثال للصناعة الأمريكية العصرية في جودتها |
Ayrıca, Reeves Industries'e özel bir yük taşıyor. | Open Subtitles | وهي تحمل ايضا شحنة ارتجاج حصرية من (رييفز للصناعة) |
Şirketi, bir yıl önce Teraherz kamerası üretmek için Pentagon'la anlaşma yaptı. | Open Subtitles | شركته تعاقدت مع وزارة الدفاع الأمريكية للصناعة a terahertz آلة تصوير موجة. |
Başkanlığımın ikinci yılında Lamar Wyatt arkadaş ve endüstrinin lideri olmaktan fazlası oldu. | Open Subtitles | في منصبي كعمدة لسنتين (لامار وايت) كان أكثر من مجرد صديق وقائداً للصناعة |
Ve Şangay Yaratıcı sanayi haftasında bir sergiye davet edildik. | TED | وفي نفس الوقت، دعينا إلى معرض في أسبوع شانغهاي للصناعة الخلاقة |
Bu sanayi sektöründe bir kalkınma mı olacak? | Open Subtitles | أتقول بأن دواسات الفرامل هذه ستطلق ثورة للصناعة ؟ |
"K" ile yazılan Karl bu sektörün altın standardıydı. | Open Subtitles | (كارل) بحرف "ك" كان المعيار الذهبي للصناعة. |
Dediğine göre, kurşunla çalışan kişilerde bazı mesleki riskler söz konusu olabilirdi ama bu durum, ancak sektörün kendi düzenlemeleriyle aşılabilirdi. | Open Subtitles | نعم, ربما كان هناك بعضاً من المخاطر المهنية" بالنسبة للرجال الذين يعملون بالرصاص ..ولكن بالإمكان التعامل مع هذه الحالات بأفضل صورة عبر التنظيم الذاتي للصناعة |
Arthur Mendelson? Brand Beaton Endüstri. | Open Subtitles | مالك بتون للصناعة |
Listedeki ikinci numara Cobalt Endüstri adında bir şirkete ait. Atık tasfiyesi yapıyorlar. - Yani? | Open Subtitles | والرقم الثاني في القائمة لشركة تدعى كوبالت للصناعة)متخصصة في التخلص من الدمار) |
İngiltere merkezli gazeteci ve sunucuyum, yaklaşık on yıldır, moda endüstrisinin çevre ve sosyal etkileri üzerine takmış durumdayım. | Open Subtitles | أنا صحفي ومقدم مقرها في المملكة المتحدة، ولقد كان هاجس، تستهلك الآثار البيئية والاجتماعية للصناعة الموضة |
Çini ve cam endüstrisinin sanat direktörü oldum. Nihayetinde Stalin düzeninde, Stalin düzeninin başında yüzlerce masum insanın tutuklandığını bilmiyordum. | TED | أصبحت مخرجة فنية للصناعة الصينية والزجاج وفي الأخير تحت التطهير الستاليني، في بداية التطهير الستاليني لم أكن أعلم بأن مئات الآلاف من الأبرياء كانو يُعتقلون |
Artık ana gövde Reeves Industries'in geliştirdiği "güçlü zırh" ile korunuyor. | Open Subtitles | الأن الهيكل مدرّع بمعدن فائق الصلابة من ملكية (ريفز للصناعة) |