Toz yok,örümcek yok. | Open Subtitles | لا يوجد غبار ولا بيوت للعنكبوت |
örümcek gücüne sahip biri. Hayır, asıl senin tepkilerin beni şaşırttı, inek. | Open Subtitles | الشاب لديه القوى الخارقة للعنكبوت |
"Bir örümcek ne yaparsa onu yapabiliyor." | Open Subtitles | يفعل كل ما يمكن للعنكبوت أن يفعله. |
Uvo da benzer bir kararı almaya zorlanmış olmalı. örümcek için öldü. | Open Subtitles | "ربّما (أوفو) جابه قرارًا مماثلًا، وعلى هذا فإنّه هلك فداءً للعنكبوت" |
- "Dedi örümcek sineğe". | Open Subtitles | - قول للعنكبوت طير |
Ben de neden minnacık örümcekleri görünce ellerini deli gibi çarpıp küçük bir kız gibi bağırdığını anlayamıyorum. Carl'ın minik örümcek dansına bayılıyorum. Bil diye söylüyorum ellerini çarpıp deli gibi bağırınca o aşağılıkların uzaklaşmasını sağlıyorsun. | Open Subtitles | ولا افهم لما ترفرف بيديك وتصرخ كفتاة صغيرة عندما ترى عنكبوتا بحجم حبة الفاصولياء كم احب رقصة كارل للعنكبوت لعلمك تحريك يديك واصدار الاصوات العالية هو مايخيف هؤلاء الاوغاد القذرين تقصد الدبب اما العناكب فتنفض الطاولة او تدوس عليها هذا لاينفع دائما ستختبا في شق حذائك وتزحف على رجلك وتضع البيض في اذنك ..... |