Sorun şu ki, Senegal'de bir kadın ne zaman bir kliniğe gitse, bu enjeksiyon bitmiş oluyor. | TED | المشكله هي كل مرة تذهب فيها المراه للعياده في السنغال, الحقن يكون قد نفذ |
İki dakika önce koşarak kliniğe girdi. | Open Subtitles | لقد ذهب للعياده لقد رايته متجه لهناك منذ دقيقتين |
Sizi kliniğe ve doktora götürmek için bekleyen bir ambulans varmış. | Open Subtitles | هناك سياره اسعاف سوف تأخذكم للعياده سوف يفحصكم الطبيب هناك |
Sorun değil. klinik için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | اوه لا, أي شيء للعياده |
Boris ve klinik için verdiği çek ile ilgili. | Open Subtitles | انه بخصوص (بورس) وشيكه للعياده |
Şimdi kliniğe dönüyorum. | Open Subtitles | كما قلت لقد ضللت الطريق لذلك أنا أتجه عائدا للعياده |
kliniğe o hastalarla çalışmak hoşuma gittiği için gittim... | Open Subtitles | لقد ذهبت للعياده لاننى ...احببت العمل مع هؤلاء المرضى |
- Ambulans onları kliniğe götürecek. - Güzel. | Open Subtitles | -سياره الاسعاف ستأخذهم للعياده |
Bu, klinik için. | Open Subtitles | هذه للعياده |