"للعيش معاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • birlikte yaşamaya
        
    • aynı eve
        
    • beraber yaşamaya
        
    • beraber eve
        
    • birlikte yaşamanın
        
    • Birlikte yaşamaktan
        
    • birlikte yaşayacağız
        
    Şimdi bana müsaade ederseniz, gidip Evkur'dan bazı matkap uçları almam arama kurtarma köpeklerimi gezdirmem ve başka bir fıstıkla buluşmam lazım ki birlikte yaşamaya başlayabilelim. Open Subtitles الآن إذا سمحتم لي ,هناك شئ علي احضاره وايضاً ان اأخذ كلبي بنزهة واقابل فتاة اخرى لننتقل للعيش معاً
    Çünkü, ismini koymamıza gerek yoktu, birlikte yaşamaya başladık. Open Subtitles حسناً، لم نكن نحتاج لذلك. لقد إنتقلنا للعيش معاً.
    Yani, biz 10 dakikalık bir konuşmadan sonra birlikte yaşamaya başladık. Open Subtitles أعني لقد أنتقلنا للعيش معاً بعد محادثة مدتها عشر دقائق.
    Daha aynı eve çıkmadan porselen deseni seçtirmeye başladılar. Open Subtitles لم ننتقل للعيش معاً بعد ويعتقدون أنّنا بدأنا باختيار الآنية الصينيّة.
    Mezun olduktan sonra aynı eve taşındık ve bitirme tezimi vermeme yardımcı oldu. Open Subtitles انتقلنا للعيش معاً بعد التخرّج وساعدنى خلال مدرسة الحقوق
    Geçen sene beraber yaşamaya başlamışlardır. Open Subtitles إنتقلا للعيش معاً في السنة الاخيرة
    Velayetimizi kaldırtıp, beraber eve taşınacaktık. Open Subtitles كنّا نسعى لإلغاء الحضانة والانتقال للعيش معاً هنا
    Dinle bak, dün birlikte yaşamanın konusunu açtığında kaçıp gittiğim için özür dilerim. Open Subtitles اسمعي، آسف لتهرّبي بالأمس عندما ذكرتِ أمرَ الانتقال للعيش معاً.
    Birlikte yaşamaktan konuşuyorduk ya? Sen nişanlanmakla ilgili imalarda bulundun? Open Subtitles عندما تحدثنا عن الانتقال للعيش معاً كنت تلمحين إلى الخطبة
    Biliyorum, birlikte yaşayacağız zaten. Open Subtitles أعرف، لا سيّما لو كنّا سننتقل للعيش معاً.
    Lyndsey ve ben, birlikte yaşamaya karar verdik. Open Subtitles ليندسي وأنا قررنا أن ننتقل للعيش معاً
    Penelope'nin öğrenmesinin ardından Hannah ve Bob birlikte yaşamaya başlamışlar. Open Subtitles (هانا) و(بوب) انتقلا للعيش معاً بعد أن اكتشفت (بينيلوبي) أمرهما.
    birlikte yaşamaya ve hayatımıza devam etmeye. Open Subtitles نخب الإنتقال للعيش معاً وتجاوز الماضي.
    Birkaç hafta sonra birlikte yaşamaya başladık. Open Subtitles أنتقلنا للعيش معاً بعد عدة أسابيع
    Trey'le hâlâ konuşuyoruz, henüz birlikte yaşamaya hazır değiliz. Open Subtitles -كنا نتحدث أنا و (تراي) لسنا مستعدين للعيش معاً
    Don'la birlikte yaşamaya başlayacakken bir de baktım uçağa binmiş Chicago'ya gidiyor adam. Open Subtitles ذات يوم انتقلت مع (دون) للعيش معاً ثم لم ألحظ إلا وهو (على طائرة إلى (شيكاغو
    Eğer bilmen gerekiyorsa, iki yıl sonra aynı eve taşınmak istedi. Open Subtitles حسناً, إذا كان لا بد أن تعرف, بعد سنتين أراد أن ننتقل للعيش معاً
    aynı eve taşınmanız, asrın hatası olur. Open Subtitles وانتقالكما للعيش معاً هو خطأ جسيم بجميع المقاييس
    İyi tarafından bak bir de aynı eve taşındığımızda, sen de oynayabilirsin. Open Subtitles أنظرى للجانب المشرق عندما ننتقل للعيش معاً يمكنك ان تلعبي أيضاً
    Will eğer yeterince kilo verirsem beraber yaşamaya başlayabileceğimizi söyledi. Open Subtitles , ويل) أخبرني لو أنني قللت مقاس ملابسي إلى 4) فاننا سننتقل للعيش معاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more