Ve 17. doğumgünümde sahte Göz muayenemden sonra doktor doğum günüm olduğunu fark etti. | TED | و في عيد ميلادي السابع عشر، بعد إختباري الزائف للعيون ، مختص العيون لاحظ أن اليوم يوافق عيد ميلادي. |
Mama Jane ve Theresa gibi kişilerle karşılaştığımız yer olan Büyük Rift Vadisi boyunca 100 tane Göz kliniği kurarak işe başladık. | TED | بدأنا بتجهيز مئة عيادة للعيون عبر وادي الصدع العظيم، حيث التقينا بأشخاص مثل ماما جاين وتيريزا. |
gözler için delik açsak bir sıkıntı olur mu acaba? | Open Subtitles | أتسائل ما اذا كان لا مشكلة في وجود فتحات للعيون |
Tamam bunu Gören gözler'e söyleyeceğim, eminim o olaylarla ilgilenmek isteyecektir. | Open Subtitles | حسناً. سأقوم بتمرير هذه المعلومة للعيون فقط انا متأكد انه يريد الحصول عليها في الحال |
Şu gözlere bir bakın. Davetkar bakışlar. Bir de şubenin verdiklerine bakın. | Open Subtitles | أنظر للعيون عيون السرير وانظر لما أعطاني القسم |
Evet, saçı gözlerinin önüne geldiği için sağa sola çarpıyordu bu yüzden onu köşedeki berbere götürdüm. | Open Subtitles | نعم , كان لي الانفجارات للعيون وكذلك فأخذته إلى الحلاق ركنية. |
Delhi'de çalıştığımız hastane bu, Schorff Göz Vakıf Hastanesi | TED | تلك هي المستشفي التي نتعاون معها في دلهي, مستشفى سكروف الخيري للعيون |
Çok iyi donanımı olan bir pediatrik Göz hastalıkları merkezi. ki, Ronald McDonald vakfının katıları ile kuruldu, Yani aslında | TED | وهو مركز مجهز جيدا للعيون متخصص للأطفال وقد تم تجهيزه جزئيا كهدية من مؤسسة رونالد ماكدونالد الخيرية. |
Ben de onun Manhattan Göz ve Kulak Servisi'ni aradım. | Open Subtitles | وقد اتصلت به في مستشفى مانهاتن للعيون والأذن |
Açık uçuk bir mor tonu gözü yormaz. Göz kliniğine uygun olur. | Open Subtitles | اللون الأرجواني مريح للعيون في عيادة العيون |
Görüyorsun ki, burun ve Göz kısmını tam olarak aklında tutamamış. | Open Subtitles | كما ترى فهي لم تصل للعيون الصحيحة أو الأنف |
Herkesin bildiğinin aksine Kate, gözler yalan söyler. | Open Subtitles | عكس ماهو متوقع يا كيت يمكن للعيون أن تكذب |
gözler de öyle. Söylememe izin verirseniz, en çekiciler. | Open Subtitles | بالنسبة للعيون تجذب بقوة اذا يمكنني ان اقول ذلك |
Bayan Sibley, hassas gözler için bir görüntü değil bu. | Open Subtitles | آه، السيدة سيبلي، ليس مشهدا للعيون الحساسة. |
Yani Gören gözler'in Bilgi Ağını bunlarla uğraşmak zorunda bırakıyorlar demek, ha? | Open Subtitles | إذن هذا هو العمل الحقيقي لـ (للعيون فقط) ؟ |
Henüz değil ama Gören gözler için yeterli şeyler var burada. Böylece kamuoyu baskısı yaratabiliriz. | Open Subtitles | ليس بعد ، ولكن هنا ما يكفي (للعيون فقط) لزيادة الضغط عليه في العلن |
- Gittiğimiz yerde görmek için gözlere ihtiyacımız olmayacak. | Open Subtitles | حيث نحن ذاهبون لن نحتاج للعيون ، لكى نرى |
gözlere ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لقد كانت بحاجة للعيون |
Sistemin hiçbir zorluğu yok ve aslında olan gözlerinin resmini çekmek. | Open Subtitles | النظام غير مؤذي... واقعاً، طريقة عمله هي مجرد التقاط صورة للعيون |
Elimdeki tek şey gözlerinin resimleri. | Open Subtitles | كل ما لدي هو صور للعيون |