çamaşır torbalarım onları temizlemeden önce üç gün üç gece orada asılı duracaklar. | Open Subtitles | وهناك سوف أعلق حقائبي للغسيل لمدة ثلاثة أيام وليالي قبل .. أن انظفها |
Senin yerinde olsaydım bu bozuklukları cidden çamaşır için harcardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لإستعملت هذه الأرباع للغسيل |
Kirlileri yıkamaya gönderdim, temizler ise yandı. | Open Subtitles | الملابس الوسخة ذهبت للغسيل والملابس النظيفة احرقت |
Sıcak bir yemek, çocukları için güvenli bir ev ve halka açık Çamaşırhane. | Open Subtitles | الوجبات الساخنة، مكانٌ آمن للأطفال وأماكن عامة للغسيل |
Organizasyon, Kanada Holding Şirketler Ortaklığının sahibi ve bu ortaklık da Green Light Çamaşırhanesi, Midwest Taksi, Jolly Time Oyuncaklarının... | Open Subtitles | إنها تملك الشركة الكندية القابضة التى تملك بدورها محلا للغسيل , شركة سيارات الاجرة محلا للالعاب |
Yıkanacak bir şeyiniz var mı diye sormaya gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت لأرى إن كانت لديكم ملابس بحاجة للغسيل |
Songak'daki en büyük yıkanma yeri burası. | Open Subtitles | هذه أكبر منطقة للغسيل في سونغاك |
Evet, onu kuru temizlemeye versen iyi olur. | Open Subtitles | أجل، عليك أن ترسلها للغسيل الجاف. |
Birlikte kirli çamaşırlarını taşıyorlardı . | Open Subtitles | وأتت شريكتها في الغرفة مع صديقها، يحملان معاً الملابس المعدّة للغسيل. |
çamaşır işi için Kyoko'nun bunu gizlice yapmasından başka seçenek yok. | Open Subtitles | بالنسبة للغسيل, لا يوجد خيار آخر سوى أن تتسلل كيوكو خارجا وبسرعة من أجل الغسيل. |
Bulaşık makinesi, çöp öğütücü bir de çamaşır kurutma makinesi. | Open Subtitles | صنبور المياه للغسيل ، مكان القمامة ، و هنا مجفف الغسيل |
Tabii ki öyle! Tuvalet odalarını niye çamaşır delikli tasarladım sanıyorsunuz? | Open Subtitles | ليه اجل تظن اني صممت غرف المرحاض بفتحه للغسيل |
Hadi ama, çamaşır çeyrekliğin olduğunu biliyoruz, Axl. | Open Subtitles | هيا أكسل نعلم ان لديك أرباع للغسيل .. أخرجهم بسرعة |
Yoğun bir çamaşır günü olmadığına şükretmek lazım, değil mi? | Open Subtitles | الشئ الجيد أنه لم يكن يوما مزدحما للغسيل .. صحيح ؟ |
Hey, tatlım, geçen gece yıkamaya verdiğin giysilerin çamaşırlarını yıkadığım için mutluyum. | Open Subtitles | ،مهلاً، حبيبى الثياب التى وضعتها للغسيل ليلة البارحة |
çamaşır yıkamaya gitmiştim... ama tencereye işaret koymuştum. | Open Subtitles | لقد ذهبتُ للغسيل... ولكنني كنتُ قد وضعت علامةً على القِدر |
Hayır, Çamaşırhane ve üst kattaki dairem için. | Open Subtitles | - لا, لشراء متجري للغسيل ولشقتي في الأعلى |
"Çamaşırhane için bozukluk." Bir suç unsuru değil. | Open Subtitles | "أرباع دولارات للغسيل." لا شئ اجرامي |
445,112 Yüce Mandarin Lokantası'nda, bu hoşunuza gidecek 505,909 dolar da Paul Çamaşırhanesi'nde. | Open Subtitles | و445,112 ألف من خلال شركة جريت ماندرين الصينية)، وستحب هذا)... و505,909 ألف من خلال شركة (باول) للغسيل. |
445,112 Yüce Mandarin Lokantası'nda, bu hoşunuza gidecek 505,909 dolar da Paul Çamaşırhanesi'nde. | Open Subtitles | و445,112 ألف من خلال شركة جريت ماندرين الصينية)، وستحب هذا)... و505,909 ألف من خلال شركة (باول) للغسيل. |
Yıkanacak çamaşırlarını aşağıya indir tamam mı? | Open Subtitles | أحضر معك ملابسك وأغراضك التي تحتاج للغسيل . |
Aslında bu pantolonların yıkanma zamanı geldi. | Open Subtitles | هذا الجينز يحتاج للغسيل |
Korkma, kuru temizlemeye gönderirim. | Open Subtitles | حسننا سوف أرفعها للغسيل الجاف |